Avrupa tarihinin en eski ve en savaşçı halkı olan Keltlerin masalları… Edebiyat ve kültürleriyle Avrupa uygarlığının gelişiminde büyük rol oynayan Keltlerin sözlü geleneği çok güçlüdür. Başta Kral Arthur olmak üzere pek çok anlatının kökeni Kelt kültürüne dayanır. Elbette ki bu geleneğin en önemli ürünlerinden biri de masallardır. Kelt efsanelerinin engin dünyasından beslenen ve Keltlerin ince mizahıyla yoğurulmuş masalların en iyi 24 örneği bu kitapta bir araya getirildi. Dilden dile aktarılarak yüzlerce yılı aşıp günümüze kadar gelen bu masallarda güçlü savaşçılardan büyük krallara, sıradışı yaratıklardan sihirli varlıklara kadar pek çok figürle karşılaşacaksınız. Geçmişle geleceği birbirine bağlayan bu masallar, masal seven herkesin kitaplığında bulunmalı.
İnsanlık bir karanlığa sürükleniyor ve çöküyor. Çoğu insan sefalet içinde yaşıyor. İsyan dalga dalga yayılıyor ve kıyamet kehanetleri ortaya çıkıyor. Atlantis, gücünün ve ihtişamının zirvesinde, eşi benzeri olmayan bir yerdir. Rahip Deucalion’la İmparatoriçe Phorenice arasındaki muazzam hesaplaşma kısa süre sonra bütün bir medeniyetin kaderini etkileyecektir. Kayıp Kıta, Efsanevi Atlantis’in şimdiye kadar yazılmış en güzel hikâyesidir. C.J. Cutcliffe Hyne’ın neredeyse tüm çalışmaları zamanla unutulsa bile Atlantis’in kayıp medeniyetinin klasik romanı kabul edilen Kayıp Kıta, güçlü ve özgün diliyle okuyucularını kendine çekmeye devam ediyor.
“Gurmeler, kahve bağımlıları, antropologlar ve eğlenceli macera hikâyelerini seven herkes bu kitabı mutlaka okumalı.” –Anthony Bourdain Mutfak Sırları’nın yazarı, dünyaca ünlü şef Kahve, gerçekten de tarihi yönlendiren bir madde mi? Nerede doğdu, hangi yollardan geçerek bize geldi? Batı medeniyeti, aydınlanmasını kahveye mi borçlu? Stewart Lee Allen, bu çarpıcı soruların yanıtını bulmak için kafein dolu bir maceraya atılıyor. Sekiz yüz yıl önce kahvenin ilk kez ekildiği Güney Yemen’in köylerinden, Nobel Ödüllü iki Hintlinin kahve içmek için uğradıkları mağara benzeri kahvehaneye… Fransız İhtilali’nin başladığı Paris salonları ve kafelerinden, Amerika’nın yol kenarı lokantalarına… Kahvenin izinde dünyanın dörtte üçünü gezen Allen, kahvenin tarihini edebi bir tatla anlatıyor. “Okuyucuyu alıp eski Etiyopya eşkıyalarına, Parisli garsonlara ve Türkiye’den Brezilya’ya hoş rayihalı kahvehanelere götürüyor. Son damlasına kadar güzel!” –Mort Rosenblum
“Osmanlı toplumunun nabzı kahvehanelerde atardı,” demek yanlış olmaz. Buralarda sohbet mahalle dedikodusuyla sınırlı kalmaz, “devlet katına kadar” yükselirdi. Meddahlar, hikâye anlatıcılar, saz âşıkları ve şairler kahvehanelerin vazgeçilmez çehreleri arasındaydılar. Sokağa taşan mahalle kahvelerinde nargile de sohbetin ayrılmaz bir parçasıydı. Amerikalı dilbilimci ve teolog Cyrus Adler uzun yıllar İstanbul’da yaşamış arkadaşı Ramsay’den şöhretini duyduğu kahvehane hikâyelerini derlemek üzere İstanbul’a gelir. İki dost aylarca İstanbul kahvehanelerini dolaşıp oralarda anlatılan sohbetlere kulak vererek hikâyeleri derler ve İngilizceye çevirirler. İlk defa 1898’de New York’ta yayımlanan kitap, daha sonra Londra’da da yayımlanır ama ardından unutulur gider. Kahvehane Hikayeleri, 19. yüzyıl İstanbul yaşamı, kültürü ve düşünme tarzları üzerine sosyolojik bir belge olmasının yanı sıra, birbirinden ilginç 28 hikayeyi keyifle okuyacağınız bir kitap olma özelliğini de taşımaktadır.
Kahramanların Cep Aynası, kişinin ulaşabileceği etik ve ahlaki mükemmelleşmenin berrak bir görüntüsünü sunan aynadır. Yaşama sanatı ve başarı pratiklerine dair yeni bir standart getirir. Bu yeni standart, kahramanlık sanatıdır. Nüktedanlık, bilgelik, cesaret, zarafet, görgü, tevazu, doğallık –bunlar hangi meslekte olursa olsun, kahramanlığa erişmek için gerekli özelliklerdir. Ama bu da bir bilge olmaya yetmez: kişi yeteneğini nasıl yöneteceğini de iyi öğrenmelidir. Kahramanların Cep Aynası, “kişiye kendi kendini yönetme politikası, mükemmelliğe giden bir pusula, sağduyunun yalnız birkaç kuralı ile saygınlığa ulaşma sanatı” sağlar. Günlük hayatın çetin mücadelesinin farkına varan –ve tadını çıkaran- herkes için, bilgeliğin rehberi olacaktır.
“Güneşin Doğduğu Ülke” Japonya’dan mistik masallar… Masallarda karşımıza çıkan mucizeler, fıkralar, efsaneler ve fabllar,eşsiz Japon kültürünün dünya görüşünü özetliyor. Japonların fantezi dünyasının en iyi örnekleri olan 22 masal,bu kitapta bir araya getirildi. Bu masallar bizleri azizler, sahtekârlar, hortlaklar, şifacılar, cinler, ifritler, sihirli kuşlar, ejderhalar, samuraylar, tanrılar ve şeytanlarla dolu, uzak ama olağanüstü bir dünyaya davet ediyor.
42 yıllık kısa hayatına Gurur ve Önyargı, Akıl ve Tutku, Emma ve İkna gibi dünyanın neredeyse tüm dillerine tekrar tekrar çevrilen ve günümüzün de en çok okunan klasiklerinden olan 6 roman sığdıran Jane Austen, edebiyat dünyamızı derinden etkilenmiştir. Darcy ve Elizabeth’ten Emma ve Knightley’ye, Marianne ve Elinor Dashwood’dan Fanny Price’a pek çok unutulmaz karakter, bugün de ilgiyle okunmaya, çok sevilen sinema ve televizyon uyarlamalarına konu olmaya devam etmektedir. Bu kitap, Jane Austen’ın pek bilinmeyen yaşamını yakınlarının anıları, mektuplar ve kendi yazdıklarından edinilmiş bilgilerle gözler önüne sererken yaşamıyla romanları arasındaki paralelliklerin de izlerini sürüyor. Hiçbirimiz, hayatımız boyunca sakin sularda yüzmek istemeyiz. (Jane Austen’ın İkna romanından)
Bir Koltuk Gezgininden İstanbul Yazar, araştırmacı ve seyyah Richard Tillinghast, 50 yıla dayanan gözlemleri ve yaptığı kapsamlı araştırmalar ışığında İstanbul’un imparatorluklar şehrinden bir metropole dönüşümünün hikâyesini anlatıyor. Şehrin Bizans, Osmanlı ve Türk köklerinden beslenen sanatının, mimarisinin, kültürünün, tarihinin, edebiyatının ve mutfağının bütün detaylarına iniyor. Tillinghast rehberliğinde şehrin sokaklarını, müzelerini, saraylarını, camilerini, kiliselerini, restoran ve çarşılarını gezerken hem Konstantinopolis’i hem de İstanbul’u bir arada yaşadığınızı hissedeceksiniz. Roman tadındaki bu kitapta Bizans imparatorları, din adamları ve saray eşrafının hayaletleri Osmanlı sultanları, şairler ve dervişlerle kol kola geziyor. İstanbul’un tarihi, kültürü ve yaşamı hakkında bir rehber niteliğinde olan bu kitabı okuduğunuzda Şehirlerin Kraliçesi İstanbul’u yeniden keşfedeceksiniz.
Ruhlar ve goblinler diyarı İskoçya’dan perili masallar… Gece yarılarında ıslak çimlerde dans eden sessiz topluluklar, denizin altında yaşayan halklar, insanların işlerine yardım eden ama biri kendilerini görürse ortadan kaybolan periler gibi alışılmadık canlılar, İskoç masal geleneğinin vazgeçilmez öğeleridir. İskoç kültürünün periler diyarına inen bu 27 masalla, denizlerden kayalıklara, oradan da doğaya uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz. Cadılardan deniz perilerine, Kızıl Gaddar’dan Şair Thomas’a pek çok ilgi çekici figür İskoç masallarının büyüleyici dünyasında sizi bekliyor. Geçmişle geleceği birbirine bağlayan bu masallar, masal seven herkesin kitaplığında bulunmalı.
Tanrılar ve Kahramanların Efsaneleri Mitolojiler tamamen hayal ürünü müydü, yoksa başka dünyaların hikâyeleri miydi? Birçok farklı kültürün ve coğrafyanın mitolojisini tek tek ele alacak dizimizin ilk kitabı, dünyada kültürel bir fenomene dönüşen İskandinav Mitolojisi. Döneminin önemli entelektüellerinden olan Peter Andreas Munch kitabında, İskandinav tanrılarını, kahramanlarını, savaşlarını ve Viking efsanelerini tek tek inceliyor. Thor’dan Vikinglere, Odin’den trollere pek çok karakterin ortaya çıkışını irdelerken dönemin inanç ve düşüncelerinin günümüzü de nasıl etkilediğini ortaya koyuyor. Kitap, mitoloji meraklıları ve araştırmacıları için önemli bir kaynak olacak niteliktedir.