Elinizdeki kitap çağların süzgecinden geçmiş ve insanları yüzyıllar boyunca özel hayatta ve iş hayatında nasıl başarılı olunabileceği konusunda aydınlatmış bir felsefe kitabıdır. İspanyol Cizvit papazı Baltasar Gracián tarafından 17. yüzyılda yazılan bu “yaşama sanatı rehberi” hepimize arkadaşlık, liderlik, duygu yönetimi gibi son derece önemli konularda yol gösteriyor. Ayrıca bizlere başarı ve ahlak arasında seçim yapmadan, hem ahlaklı hem de başarılı olmanın ipuçlarını veriyor. Edebiyat ve felsefe tarihçileri tarafından Hsün Tsu’nun (Sun Tzu) Savaş Sanatı, Machiavelli’nin Hükümdar ve Lao Tse’nin Erdem Kitabı gibi kitaplarıyla eşdeğer tutulan bu anıtsal eser, aydınlanma ve ilerleme üzerine kafa yoran herkese bir ömür boyu eşlik etmek üzere hazırlanmıştır. Yaşadığı dönemde üstleri tarafından pek de onaylanmayan vaazlar vermiş olan Baltasar Gracián, ilk kitaplarında takma adlar kullanmışsa da AKILLI YAŞAMA SANATI’nı her şeyi göze alarak kendi adıyla yayımlatmıştır. Schopenhauer, Nietzsche ve André Gide gibi düşünürler tarafından baş tacı edilen AKILLI YAŞAMA SANATI birçok dile çevrildi. İngilizce çevirisi 1992’de Washington Post’un çok-satanlar listesinde iki hafta kaldı ve toplam 200.000 adet sattı. Sizin de bu kitabı ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz. “Avrupa kültürü ahlaki zekâ konusunda bundan daha iyi ve karmaşık bir eser üretmemiştir.” – Nietzsche “Hayranlık uyandırıcı derecede zekice!” – André Gide
“Twain güçlü bir edebiyatçı. Adeta yanan ateşin yanında, örsünün başındaki bir nalbant gibi. Sertçe vuruyor ve her darbesiyle iz bırakıyor.” – Maksim Gorki Ahmak Wilson’ın Trajedisi, genç bir köle kadının 1/32 oranında siyahi olan çocuğunu köle olmaktan kurtarmak için efendisinin çocuğuyla değiştirmesi ile başlıyor. Kitap, 19. yüzyılın gizem romanlarındaki tüm detaylara yer veriyor: Değişen kimlikler, işlenen korkunç bir suç, tuhaf bir dedektif, şüphe dolu bir mahkeme sahnesi, alışılmamış ve şaşırtıcı bir son. Ancak bu kitap yalnızca bir gizem romanı değil. Bu esprili ve satirik roman, ırklar arası eşitsizliğe ve köleliğe sert bir eleştiri getiriyor. Eleştirmenlere göre bu kitap, Twain’in en ironik, en komik ve aynı zamanda eleştirel yönü en güçlü romanlarından. “Muhteşem bir yazarın başyapıt düzeyinde bir çalışması ve değeri bilinmemiş bir klasik…” – F. R. Leavis (Edebiyat eleştirmeni)
Doğa ile insan yaşamının iç içe olduğu Afrika’nın masallarında hayvanlar çok önemli bir yer tutar. Bilge hayvanlar, masalı dinleyenlere dersler verir, ilham kaynağı olur, hayatın farklı yanlarını öğretir. Afrika’nın günümüzde de canlılığını koruyan sözlü kültüründen derlenen bu masallar, kıta insanının renkli düşünce dünyasını gözler önüne seriyor. Kuşların Kralı’ndan Işık Saçan Prenses’e, Yılan’ın Karısı’ndan Peri Kurbağa’ya, Yosun Yeşili Prenses’ten Tavşan Prens’e pek çok ilgi çekici kahraman, bu masallarda sizleri bekliyor. Geçmişle geleceği birbirine bağlayan bu masallar, masal seven herkesin kitaplığında bulunmalı.
Jurnalciler,hürriyetperverler ve diğerleri… Herkesin birbirinden şüphe ettiği, bir Padişah’ın tüm tebaasından korktuğu, korku ve şiddetin hüküm sürdüğü bir dönem. II. Abdülhamit Devri… İstibdat döneminin tüm baskılarını ve entrikalarını, Abdülhamit’in nasıl ve neden Abdülhamit olduğunu bu romanda göreceksiniz. Yaptıklarıyla bir döneme damgasını vurmuş, Osmanlı Tarihinde önemli bir yeri olan Abdülhamit’in, güzel bir kız karşısındaki çaresizliğine şahit olacaksınız. Kızıl Sultan’ın gönül verdiği bu güzel, Melahat Hanım… Bursa’da doğan ve ailesi tarafından Afrodit ismi verilen bu Rum kızının Melahat Hanım oluşu, saraya girişi ve bir imparatorluğun kaderiyle oynayışını hayretler içinde okuyacaksınız. Abdülhamit ve Afrodit bir aşk ve macera romanı. Ama sadece bu değil. Abdülhamit ve Afrodit bir devrin otopsisidir. İskender Fahrettin Sertelli, II. Abdülhamit Dönemi’nin tüm boyutlarını en ince ayrıntısına kadar alıp, ortaya sürükleyici bir roman çıkarıyor.
Bu unutulmaz otobiyografik eser, en iyi film dalında Oscar, Altın Küre ve Bafta ödüllerine sahip “12 Yıllık Esaret” filminin dayanak noktasıdır. New York’ta özgür bir insan olarak doğup büyüyen Solomon Northup’ın gerçek hikâyesidir. Northup kuzeydeki evinde, kendisini çok seven karısı ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir hayat sürmektedir. Sonra bir gün içkisine ilaç katılır, kaçırılır ve Güney’deki köle tacirlerine satılır. Okuyacaklarınız, yazarın on iki yıl süren zorlu kölelik döneminin kendi ağzından gerçek bir anlatımıdır. Northup’ın sıradışı serüveni; umudu, azmi ve en zor anlarda bile pes etmemenin önemini anlatıyor. 12 Yıllık Esaret’i ilk okuduğumda, Anne Frank’in günlüğünü ilk kez okurken hissettiklerimin aynısını hissettim ve bu kitabın neden herkesin kitaplığında bulunmadığını merak ettim. Bana göre gerçek bir klasik. –Steve McQueen, 12 Yıllık Esaret filminin yönetmeni Dehşet verici ve sürükleyici, aynı zamanda ilham veriyor. Northup bize, toplumdaki özgürlüğün kırılgan doğasını hatırlatıyor. –Henry Louis Gates, Jr, Edebiyat Eleştirmeni
İlk dünya haritasını çizen ünlü denizci, Yaptığı yeniliklerle Osmanlı döneminde çağdaşlaşmayı başlatan padişah, Sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını, İstanbul’u alıp bir devri kapatan büyük padişah, Sekiz yaşında ilk valsini besteleyen, yazdığı operetler rekorlar kıran dahi besteci, Osmanlı İmparatorluğu’nda tahta en uzun süre kalan padişah, İlk kadın yönetmen, ilk sinema starı, Adıyla anılan matematik terimleriyle ünlenen matematikçi, Uçmayı başaran bilgin, Türk sinemasının başlangıcı kabul edilen filmi çeken sinemacı, Türkiye denilince akla gelen ilk isim olan ünlü şair, Katıldığı bütün turnuvalarda şampiyon olan güreşçi… Yaptıklarıyla tarihe geçen, unutulmaz 100 BÜYÜK TÜRK bilinmeyen yanlarıyla elinizdeki bu kitapta! Oğuz Han, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, III. Selim, Kâzım Karabekir, Atatürk, Turgut Özal, Hasan Âli Yücel, Fuzuli, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfettin, Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Nasreddin Hoca, Âşık Veysel, İsmail Dede Efendi, Mimar Sinan, Afife Jale, Abidin Dino, Cemal Reşit Rey, Muhsin Ertuğrul, Yaşar Doğu ve daha birçok devlet adamı, edebiyatçı, halk kahramanı, bilim insanı, sanatçı, sporcu ve ozanlar…
Türkiye’nin ilk ve tek Nobel ödüllü yazarı Orhan Pamuk, “Suç ve Ceza”nın yazarı büyük romancı Dostoyevski, İspanyol Edebiyatının şaheseri “Don Kişot” hayat veren Cervantes, Zamanın çok sonrasının romanların yazmış Ahmet Handi Tanpınar, Çağdaş Amerikan Edebiyatının gündemden düşmeyen ismi Paul Auster, Dünya edebiyatına “Beyaz Diş” ve “Demir Ökçe”yi kazandıran Jack London, Eserleri onlarca dile çevrilen Yaşar Kemal, Çağdaş Latin Amerika Edebiyatının en ünlü yazarı G.G. Marquez, “Siddhartha” ile Doğu felsefesini Batı’ya tanıtan Herman Hesse, Modernleşmeye geçişin sancılarını anlattığı romanlarıyla Halide Edip Adıvar, “Sefiller” gibi bir başyapıtın yaratıcısı Victor Hugo, Moby Dick’in peşindeki Herman Melville, Dünya çapında bir kalem olan İhsan Oktay Anar, Vampirlerin Efendisi Kont Drakula’nın yaratıcısı Bram Stoker, Japon Edebiyatının Nobel ödüllü ustası Yasunari Kawabata, Tarihsel gerçekçi romanların usta yazarı Keman Tahir, Rus Klasiklerinin olmazsa olmazı “Savaş ve Barış”ın yazarı Tolstoy, “Monte Cristo Kontu” efsanesinin yazarı Alexander Dumas, Endüstri devriminin sancılarının usta İngiliz yazarı Charles Dickens, 100 Büyük Romancı’nın hayat hikayeleri, başlarından geçen ilginç ve trajik olaylar, her dönem okunacak romanları hakkında birçok ilginç ve detaylı bilgiyi bulabileceğiniz bir başucu kitabı.
Doğu’dan Batı’ya, Antik Çağ’dan günümüze, Karanlık dönemlerin kapanıp, aydınlanma çağlarının başlamasına neden olmuş, Kralların, sultanların saygısını kazanmış, Okullar kurup yüzlerce bilim insanı yetiştirmiş, Toplumsal dönüşüm hareketlerine fikir babalığı yapmış, Etkileri günümüze kadar uzanan siyasal düşüncelerin öncüleri olmuş, Özgürlük, demokrasi, düşünme, tartışma, felsefe, mantık, kültür, sanat gibi kavramları yaşadıkları toplumlara kazandırarak Tarihe Adını Yazdıran; Aristo’dan, Buda’ya, Konfüçyus’dan, Mevlana’ya, Martin Luther’den, Hallac-ı Mansur’a, Montaigne’den İmam Gazali’ye 100 Büyük Düşünür’ün, hayat hikâyelerini, başlarından geçen ilginç ve trajik olayları ve onları günümüze kadar taşıyan fikirlerini, kolay, keyifli ve özet halinde bulacağınız bir başucu kitabı.
Genç bir üniversite öğrencisi, tatil yerinde tanıştığı ve “hocam” diye söz ettiği adamla günden güne güçlenen bir dostluk kurar. Yıllardır taşıdığı sırrın ağırlığıyla kendini dış dünyaya ve hayata kapatan hoca, yavaş yavaş genç dostuna içini dökmeye başlar. Natsume Soseki, bu iki karakterin ilişkisini ve gencin hocasını anlama çabasını anlatırken yirminci yüzyılın başlarında Japonya’da gerçekleşen kültürel değişimin sonucunda doğan kuşaklar arası farklılıklara da ışık tutuyor. Dostluklar, aile ilişkileri ve insanı ebedi yalnızlığından kurtarabilecek her şeyi irdelerken insanoğlunun karmaşık ruhsal durumuna unutulmayacak bir incelikle yaklaşıyor. Natsume Soseki, modern Japon romancılığının sembol ismi. – Haruki Murakami