Savaş ve Barış II. Cilt. Лев Толстой

Читать онлайн.
Название Savaş ve Barış II. Cilt
Автор произведения Лев Толстой
Жанр
Серия
Издательство
Год выпуска 0
isbn 978-625-6862-38-8



Скачать книгу

çıkarmış olan askerler ve milisler, Piyer’i hızla geçerek gelenlere doğru koştular.

      “Meryem Ana’mızı getiriyorlar. Koruyucu Ana’mızı getiriyorlar… Kutsal İveresk Ana’yı!..”

      “Smolensk Ana’yı!..” diye düzeltti birisi.

      Köyde bulunan ve bataryada çalışan milislerin hepsi küreklerini bir yana atıp alayı karşılamak üzere koştular. Tozlu yolda ilerleyen taburun arkasından sırma göğüslüklü papazlar, kilise kurulu, koro üyeleri ve başında külahıyla ufak tefek bir ihtiyar geliyordu. Onların arkasında da askerler, kara yüzlü ve gümüş çerçeveli çok büyük bir kutsal resim taşıyan askerler ve subaylar yürüyordu. Bu Smolensk’ten alınan ve o zamandan beri ordunun peşinde taşınan kutsal resimdi. Önünde, arkasında, çevresinde, başları açık yığınlarla asker koşuşuyor; yerlere kapanıp secde ediyordu.

      Alay, tepeye çıkınca durdu; kumaşlar üzerinde kutsal resmi taşıyanlar nöbet değiştirdiler, diyakoslar buhurdanları yeniden yaktılar ve ayin başladı. Güneşin kızgın ışınları dimdik düşüyordu yere; çok hafif ve serin bir rüzgâr, açık başlarda saçları ve kutsal resmi süsleyen kurdeleleri dalgalandırıyordu. İlahiler, açık havada güçsüz yankılar yapıyordu. Başlıklarını çıkarmış olan büyük bir subay, asker ve milis kalabalığı, kutsal resmin çevresini sarmıştı. Papazların ve diyakosların arkasında, bir açıklıkta, yüksek görevli kimseler duruyordu. Boynundaki Georgiy nişanıyla dazlak bir general, tam papazın arkasında yer almıştı. Şüphesiz, bir Alman’dı bu çünkü istavroz çıkarmadan duruyordu. Herhâlde, Rus halkının yurtseverlik duygularını kabartmak için katılmayı gerekli gördüğü ayinin sonunu sabırla bekliyordu. Başka bir general, savaşçı bir tavırla duruyor ve çevresine bakarak mekanik bir hareketle ve hızla istavroz çıkarıyordu. Köylülerin arasına karışmış olan Piyer, bu görevliler ve subaylar arasında birçok tanıdık yüz gördü. Ama onlara bakmıyordu; dikkati, kutsal resme âdeta büyük bir susuzlukla bakan asker ve milis kalabalığının ciddi yüzlerine yönelmişti. Yirmi dua okuyarak yorulmuş olan koro üyeleri, “Kullarını belalardan, koru ya Meryem Ana!” diye gevşek gevşek alelade bir eda ile okumaya başlayınca ve “Sarsılmaz kalemiz ve koruyucumuz olarak hepimiz sana koşuyoruz!” diye papaz ve diyakos da onlara katılınca bütün yüzlerde, yaklaşmakta olan anın yüceliğini kavramaktan gelen bir ifade; Piyer’in Mojaisk’te dağın eteğinde o sabah rastgele karşılaştığı birçok yüzde gördüğü ifade belirdi. Başlar sık sık yerlere eğiliyor, saçlar dalgalanıyor, yüksek sesle iç geçirmeler ve istavroz çıkarırken dövülen göğüslerden çıkan sesler duyuluyordu.

      Kutsal resmin çevresindeki kalabalık birden açıldı ve Piyer’i itip kakmaya başladılar. Geçtiği yerde herkesin hızla sıraya girmesine bakılırsa şüphesiz çok önemli bir kişi, kutsal resme yaklaşıyordu.

      Bu kişi, mevziyi dolaşmış olan Kutuzof’tu. Tatarinovo’ya dönerken ayine katılmıştı. Hemen göze çarpan kendine özgü görünümünden, onu kolayca tanımıştı Piyer.

      Sırtında uzun bir redingot bulunan Kutuzof; iri ve kambur gövdesiyle, bembeyaz saçlarıyla, pörsümüş yüzünde dikkati çeken akmış gözüyle, sallanarak yürüyüp görevlilerin oluşturduğu halkaya girdi ve papazın arkasında durdu. Kendinden emin bir hareketle istavroz çıkardı, eliyle yere dokundu ve derin bir iç çekişle beyaz başını önüne eğdi. Kutuzof’un arkasından Bennigsen ve maiyeti geliyordu. Bütün yüksek görevlilerin dikkatini çeken Başkomutan’ın orada bulunmasına rağmen milisler ve askerler ona hiç bakmadan duaya devam ettiler.

      Ayin bitince Kutuzof kutsal resme yaklaştı, bütün ağırlığıyla dizlerinin üzerine çöktü, yere kapandı; uzun zaman kalkmaya çalıştı ama güçsüzlüğü ve gövdesinin ağırlığından ötürü beceremedi bu işi. Harcadığı çabadan ötürü beyaz başı titriyordu. Sonunda kalkmayı başardı, çocuksu ve saf bir edayla dudaklarını uzatarak kutsal resmi öptü, tekrar eğilerek eliyle yere dokundu. Generaller de onun gibi yaptılar; onları, subaylar izledi; onların arkasından da birbirlerini dirsekleyerek, soluyarak, itişip kakışarak askerler ve milisler heyecanları yüzlerinden okunarak kutsal resme yaklaştılar.

      XXII

      Piyer, çevresindekiler onu itip kaktıkları için olduğu yerde sallana sallana etrafa bakınıyordu.

      Birinin “Kont Piyotr Kiriliç! Siz buralarda ne arıyorsunuz?” diye bağırdığını işitti.

      Dönüp baktı. Boris Drubetskoy, kirlenmiş dizlerini elleriyle temizlemeye çalışıp -herhâlde o da tasvirin önünde secde etmişti- gülümseyerek Piyer’e yaklaşıyordu. Zarif giyinmişti, sefere katıldığını belli eden savaşçı bir havası vardı. Uzun bir redingot giymişti. Omuzunda da tıpkı Kutuzof’ta olduğu gibi bir kırbaç vardı.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      “Sayın Kardeşim; dukalığı, Oldenburg Dukası’na geri vermeyi kabul ediyorum.”

      2

      İyi ilkeler.

      3

      Halkının kanını akıtmak ya da akıtmamak.

      4

      “Yaşasın İmparator!”

      5

      “Yol göründü bu sefer. Hey! Kendisi işin içine girince ortalık nasıl da kızışıyor. Tanrı’m!.. İşte kendisi… Yaşasın İmparator!.. Asya steplerindeyiz! Berbat memleket. Hoşça kal Beauche, Moskova’nın en güzel sarayını sana ayıracağım. Hoşça kal! Talihin açık olsun… İmparator’u gördün mü? Yaşasın İmparator… Beni Hindistan’a vali yaparlarsa seni Keşmir elçisi yaparım. Yaşasın İmparator! Yaşasın! Yaşasın! Yaşasın! Ta kendisi! Görüyor musun? Seni böyle gördüğüm gibi iki kere gördüm onu. Küçümen onbaşı! Eskilerden birine haç nişanı verirken gördüm onu… Yaşasın İmparator!..”

      6

      “Mahvetmek istediğini akıldan yoksun kılar.”

      7

      Bekâr olarak.

      8

      Aziz Kardeşim. Majestelerine karşı taahhütlerimi dürüstlükle tutmama rağmen birliklerinizin, dün Rusya sınırını aştıklarını öğrendim. Petersburg’dan şimdi aldığım bir notta, Kont Lauriston, bu saldırıya neden olarak Majestelerinin, Prens Kuragin, pasaportlarını