Название | Самоучитель турецкого языка. Часть 3 |
---|---|
Автор произведения | Татьяна Олива Моралес |
Жанр | Языкознание |
Серия | |
Издательство | Языкознание |
Год выпуска | 0 |
isbn | 9785005601940 |
Babam (отца у меня) yoktu (не было). Annem (моя мать) ölmüştü (давно умерла). Allahtan… (кроме Аллаха) bir de (да) ihtiyar (старой) teyzemden (тётки) başka (другого) kimsem (никого) kalmak.. (у меня с давних пор не осталось).
Sen (да ты же) bana (мне) içkiyi bırakacağıma (бросить пить) söz vermek.. (обещал)!
Ben sana (а я ведь тебе) «Sigarayı bırak (бросай курить)!» demek.. (говорила).
Çok (это очень) sıkıcı (скучная) bir kitaptı (книга). Ben (я) hayatımda hiç (никогда в своей жизни) bu kadar (до этого) sıkıcı kitap (таких скучных книг) okumak.. (не читала)!
Biz (да мы) bu (на этой) sergiye (выставке) gitmek.. (уже были)!
Ali (Али) sınıfa (в класс) girdiğinde (когда вошёл) orada (там) kimse yoktu (никого не было). Tüm (все) öğrenciler (студенты) eve (домой) gitmek.. (уже (давно) ушли).
Biz (мы) bu (эту) makaleyi (статью) iki (за 2) günde (дня) tercüme etmek.. (перевели).
Külkedisi (Золушка) babasıyla (с отцом) yaşadı (жила). Annesi (её мать) ölmüştü (давно умерла). Külkedisi’nin babası dışında (кроме отца у Золушки) kimsesi (никого) kalmak.. (давным-давно не осталось).
Упражнение 10 (сводный перевод на русский)
1.
Kışta kar yağar.
Hasan her gün spor) yapar.
Eğer hava iyi olursa, yarın biz plaja gideriz.
Sonbaharda yağmur yağar.
Kız kardeşim her gün parka gider.
Yarın hava güzel olursa biz denize gidiriz.
İlkbaharda çiçekler açar.
Kardeşim her ay İstanbul’a gider.
Yarın hava kötü olursa biz evde kalırız.
2.
Ben dün seni aradım.
Sen Türkiye’ye geçen sene geldin.
Ali geçen hafta Antalya’ya gitti.
Biz orada bir süre yaşadık.
Sen ve Ali Kıbrıs’a tatile gittiniz.
Fatime ve Ali geçen sene Afrika’ya gittiler.
3.
Ali üniversitede okuyor.
Oğlum şimdi okula gidiyor.
Ben tercüman olarak çalışıyorum.
Sen şimdi futbol oynuyorsun.
Marisol hastanede çalışıyor.
Fatime şu anda kitap okuyor.
Biz İstanbul’da çalışıyoruz.
Sen ve Ali şimdi İngilizce sınavına hazırlanıyorsunuz.
Ali ve Fatime üniversitede okuyorlar.
4.
Ahmet geldiği zaman ben uyuyordum.
Sen İtalyanca biliyordun?
Merdivenlerden inerken ben az kalsın düşüyordum!
Kardeşim mutfağa girdiğinde ben akşam yemeği hazırlıyordum.
Sen Japonca biliyordun?
Ben İstanbul’da dolaşırken az kalsın kayboluyordum.
Siz içeri girdiğinizde, karınız telefonda konuşuyordu.
Sen bunu biliyordun?
Biz bu evde tamirat yaparken az kalsın iflas oluyorduk.
Fatime arkadaşıma geldiğinde, tüm konuklar masada oturuyorlardı.
Sen ve Ali bu konuda sessiz kalıyordunuz?
Ali bu otoyolda giderken az kalsın bir kaza geçiyordu.
5.
Babam dedi ki, dün Ahmet’i görmüş.
Dün bize arkadaşım geldi. Annemle benim hakkımda konuşmuşlar.
Meğer ki ablam köpekten çok korkmuş.
Meğer ki ben düğünden sonra çok yorulmuşum.
Bir tane üç gözlü dev varmış.
Kız kardeşim dedi ki dün çok iri ve (и) ürkütücü bir köpek görmüş.
Dün arkadaşı babamı görmeye geldi. Onlar kız kardeşim hakkında konuşmuşlar.
Meğer ki Ali hırsızı çok dövmüş.
Meğer ki onlar düğüne çok para harcamışlar.
Bir zamanlar Külkedisi varmış.
6.
Sen bana sigara içmemeye söz vermiştin!
Ben size «Bu imtihana iyi çalışın» demiştim.
Dün akşamki film sıkıcıydı. Hayatımda hiç bu kadar sıkılmamıştım!
Biz bu filmi görmüştük!
İstasyona koşup geldi. Ne çare ki tren kalkmıştı.
Bu kitabı bir haftada okumuştum.
Babam yoktu. Annem ölmüştü. Allahtan… bir de ihtiyar teyzemden başka kimsem kalmamıştı.
Sen bana içkiyi