Buda
Yaygın olarak Buda adıyla bilinen Siddharta Gautama, MÖ 5. ya da 6. yy’da, bugün Nepal sınırları içerisinde bulunan bir köyde dünyaya geldi. Efsaneye göre babası, Himalaya Dağları’nın eteğindeki bir bölgeyi yöneten güçlü bir kraldı. Genç Siddharta refah içinde ayrıcalıklı bir insan olarak büyüdü.
Ne var ki sahip olduğu maddi zenginlikler genç prensi tatmin etmiyordu. Sarayın dışında acı çekenleri görmek canını sıkıyordu. İnsanların acılarının kaynağı neydi? Bunlar nasıl aşılabilirdi?
Bu soruların yanıtlarını bulmayı uman Siddharta babasının krallığından ayrıldı. Yirmili yaşlarının sonlarına doğru çileciliği seçti, dini bir hayat yaşamaya başladı ve kendini meditasyona verdi. Ne var ki kısa zamanda gördü ki yoksulluk ve bireysel acılar onu zenginlikten daha fazla gerçeğe yaklaştırmamıştı.
Nihayet 35 yaşındayken ufuk açıcı bir deneyim yaşadı. Budistler bu olaya “Büyük Aydınlanma” adını verdiler. 49 gün meditasyon yaptıktan sonra bir incir ağacının altında Nirvana’ya ulaştı. Varlığın tüm sırları bu mutlak aydınlanma anında ona açıldı. O zamandan beri “aydınlanmış olan” anlamına gelen Buda adıyla anılmaktadır.
Buda insan acılarının kaynağının arzu olduğunu vaaz etti. Ona göre acılardan kurtulmanın yolu arzulardan özgürleşmek, benlikten kurtulmak ve ahlaki yaşam için gereken “sekiz katlı asil yoldan” gitmekti. Bu anlayış pek çok Uzak Doğu kültürünün temellerini teşkil edecek olan ahlaki bir öğretiydi.
Büyük aydınlanmadan sonra Buda, Ganj Düzlüğü olarak bilinen Kuzey Hindistan ve Nepal boyunca seyahat etti. İnsanlara vaaz verdi ve yeni takipçiler kazandı. Sonunda babasının krallığına döndü ve pek çok akrabasını budist yaptı.
Budizm Buda hayattayken hızla yayıldı. Yeni bir din kurucusu olarak pek çok suikast girişiminden sağ olarak kurtulmayı başardı. 80 yaşında öldü. Ölmeden önce pek çok tapınak kurmuş ve Budizmi bölgenin en yaygın dini haline getirmiştir.
1- Genç bir prens olan Buda gerçeklerden fazlasıyla uzak büyütülmüştü. Öyle ki yaşlı köylülerle tanıştığında allak bullak oldu. Efsaneye göre hizmetçilerinden biri ona bütün insanların yaşlandığını ve bunun doğal bir durum olduğunu açıklamak zorunda kalmıştı.
2- Buda ölümünden sonra yakıldı. Küllerinin arasında bulunduğuna inanılan bir diş, Sri Lanka’daki bir Budist tapınağında saklanmaktadır.
3- Siddharta 16 yaşında evlenmiş ve Rahula adında bir oğlu olmuştur. Söylendiğine göre Buda’nın saraydan kaçtığı gün Rahula’nın doğduğu gündür.
Qin Shihuangdi
Antik Çin tarihinin önemli figürlerinden biri olan Qin Shihuangdi (MÖ 259-210), tarihte ilk kez Çin’i birleştirmiş olan imparatordur. Çin Seddi’nin inşasına onun döneminde başlanmıştır. Aynı zamanda düşmanlarını canlı canlı gömmesi ile ün kazanmış efsanevi bir tirandır. Söylendiğine göre tüm bunları yüzlerce yıl süren iç savaştan sonra Çin’e düzen ve istikrar getirmek için yapmıştır.
Qin Shihuangdi doğduğu sırada Çin, “savaşan devletler çağı” olarak anılan dönemin sonuna yaklaşmaktaydı. Bölgesel savaş lordları ülkenin kontrolü için birbirleriyle mücadele ediyorlardı. Qin Shihuangdi, yedi krallıktan biri olan Qin Devleti’nin mirasçısıydı. MÖ 246 yılında, henüz 13 yaşındayken Qin Kralı olarak tahta geçti.
MÖ 221 yılında son bağımsız düşman devletini de yenilgiye uğrattı. Kendisini Çin’in ilk imparatoru olarak ilan etti. İmparatorluğu merkezileştirmek için eski feodal devletlerin bütün izlerini yok etti. Asillerin silahlarını topladı, güçlerini etrafında topladıkları kaleleri yıktı. Ülke genelinde para birimini ve hukuk sistemini bir standarda bağladı.
İleride bir tehdit oluşturmasını engellemek için Konfüçyusçuluğu yasakladı. Bu inanç sistemini fikir ayrılıklarına neden olabilecek bir sorun kaynağı olarak görüyordu. İleri gelen Konfüçyusçuları canlı canlı toprağa gömdürdü. Klasik kitapların yakılmasını emretti. Bu girişimi, onun döneminin uzun bir süre için kültürel imha hareketleri ile birlikte anılmasına neden olacaktı.
Çin Seddi’nin inşası sırasında binlerce işçinin hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Bunun en önemli nedeni kötü çalışma koşullarıydı. Onlar gibi daha niceleri Qin Shihuangdi’nin hırslı projelerinde çalışırken hayatlarını kaybettiler. İmparator yenilgiye uğrattığı devletlerden birinin yandaşlarınca yapılan en az üç suikast girişiminden sağ olarak kurtulmayı başardı.
Ölümünün ardından Konfüçyusçuluğun yasaklanması da dahil olmak üzere pek çok buyruğu geri çekildi. Qin Shihuangdi’nin hükümranlığı kısa sürmüş olsa da, kurduğu imparatorluk 2 bin yıldan daha uzun bir süre boyunca ayakta kalacaktı.
1- 1974 yılında Çin’in orta kesimlerinde bir grup çiftçi, bir tesadüf sonucu toprağa gömülü binlerce asker, at, savaş arabası ve müzisyen heykeli buldular. Arkeologlar “Terra Cotta Ordusu” adı verilen bu kalıntıların, Qin Shihuangdi’nin mezarının bir parçası olduğuna kanaat getirdiler. Bu heykeller imparatora ölümden sonraki hayatında eşlik edeceklerdi. UNESCO, heykellerin bulunduğu bölgeyi 1987 yılında dünya mirası kapsamına aldı.
2- Çin Seddi sonraki imparatorlar döneminde onarılmış ve genişletilmiştir. Qin Shihuangdi döneminde inşa edilenlerin pek azı ayakta kalabilmiştir. Çin ordusu, duvarı 17. yy’a kadar askeri amaçlar için kullanmaya devam etmiştir.
3- İmparatora karşı düzenlenen suikastlerden birinin hikayesi 2002 yılında filme çekilmiştir. Jet Li’nin (1963-) başrolü oynadığı Hero (Kahraman) adlı film, ABD’de 2004 yılında gösterime girmiştir.
Aristo
1511 yılında İtalyan ressam Rafael (1483-1520) Roma’da “Atina Okulu” adı verilen büyük bir duvar resmi yaptı. Düzinelerce ünlü Antik Yunan filozofunu resmeden eserin merkezinde iki ünlü tarihi kişilik durmaktadır: Platon (MÖ 429-347) ve onun en parlak öğrencisi Aristo (MÖ 384-322).
Ünlü duvar resmi Vatikan’a yerleştirildi. Bu durum iki düşünürün Batı düşünce geleneğinde oynadığı merkezi rolü sembolize etmektedir. Öğretmeni ile birlikte Aristo, tarihin en etkili filozofları arasında kabul edilmektedir.
Aristo Kuzey Yunanistan’daki bir köy olan Stagira’da dünyaya geldi. Babası Nichomachus, Makedonya kraliyet ailesinin doktoruydu. Aristo’nun kendisi de tıp eğitimi almıştı. Ne var ki MÖ 367 yılında Atina’ya gitti ve Plato’nun Akademisi’nde çalışmaya başladı. Burada yaklaşık olarak yirmi yıl boyunca kalacaktı.
Aristo, yazılı eserlerinin büyük bölümünü Atina’da tamamladı. Bunlardan yaklaşık olarak otuz tanesi günümüze kadar ulaşmıştır. Çalışmaları biyoloji, fizik, ahlak ve siyaset teorisi gibi çok çeşitli alanları kapsamaktadır. Platon’dan etkilenmiş olmasına rağmen bazı felsefi meselelerde ondan farklı düşmüştür. Aristo, öğretmeninin ölümünün ardından Atina’yı terk etmiştir.
Makedonya’ya dönen Aristo, kralın on üç yaşındaki oğlu Büyük İskender’e (MÖ 356-323) hocalık yapmaya