Название | Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler |
---|---|
Автор произведения | David S. Kidder |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-8068-57-3 |
Sisam’dan ayrılan Aristarkus İskenderiye’ye yerleşti. Lampsacus’lu Strato’nun (MÖ 335-269) öğrencisi oldu. Strato Atina’dayken Aristo’nun talebelerinden biriydi. Aristo çağının diğer önemli Yunan düşünürleri gibi Dünya’nın evrenin merkezinde hareketsiz bir şekilde durduğuna inanıyordu. Aristarkus’a da bu düşüncenin kesinlikle doğru olduğu öğretilmişti.
Aristarkus’un çalışmalarından geriye sadece Ay ve Güneş’in Uzaklık ve Büyüklükleri isimli çalışması kalmıştır. Çalışmada Aristarkus bu iki gök cisminin büyüklüklerini ve Dünya’ya olan uzaklıklarını hesaplamaya çalışmaktadır. Hesaplamaları doğruluktan çok uzak olsa da Güneş’in Dünya’dan çok daha büyük olduğunu doğru bir biçimde bilmiştir.
Bu buluş onu daha küçük olan Dünya’nın evrenin merkezi olup olamayacağı sorusunu sormaya sevk etmiştir. Ne yazık ki Aristarkus’un sonraki çalışmalarının tamamı kaybolmuştur. Ancak Yunan mühendis Arşimet (MÖ 287-212) Aristarkus’un, merkezinde Güneş’in olduğu yeni bir evren modeli kurduğunu anlatır. Aristarkus aynı zamanda yıldızların da Güneş gibi gök cisimleri olduğunu ve çağdaşlarının aksine Dünya’dan çok uzak olduklarını düşünmüştür. Aynı zamanda gökyüzündeki yıldız hareketlerinin Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü ile ilgili olduğu fikrini ortaya atar. Bu düşüncesi de sonradan doğrulanacaktır.
Güneş merkezli evren modeli Yunanlılar tarafından görmezden gelinip alay konusu olacaktır. Arşimet de bu alaycıların arasında yer almaktadır. Yaklaşık olarak 400 yıl sonra astronom Batlamyus (100-170) Dünya merkezli görüşü savunan Almagest’i yayınlar. Bu yapıt Orta Çağ boyunca Batı’nın temel astronomi kaynağı olacaktır. Nicolaus Copernicus’un (1473-1543) De revolutionibus orbium coelestium libri vi’yi 1543’te yayınlaması ile birlikte nihayet bir başka bilim adamı Aristarkus’un görüşlerini doğrulamış olacaktır.
1- Ay’daki en önemli kratere Yunan astronomun adı verilmiştir. “Aristarkus” göreli olarak genç bir kraterdir. 450 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilmektedir. Çoğu zaman dünyadan çıplak gözle görülebilmektedir.
2- Antik tarihçi Plutarch’a (46-120), göre Cleanthes (MÖ 330-230) adlı bir Aristarkus eleştirmeni, Aristarkus’un Güneş merkezli modeli ile Dünya’yı evrenin merkezinden çıkartarak Tanrı’ya karşı saygısızlık ettiğini ileri sürmüştür.
3- Aristarkus gözlemlerini çıplak gözle, teleskop olmadan yapmıştır. Bu durum çeşitli ölçüm hatalarına yol açmıştır.
Aristides
Politikacı “Adaletli” Aristides (MÖ 530-468) eski Atina’da büyük bir üne sahipti. Rüşvet almayı, halkın parasını çalmayı ya da yakınlarını kayırmayı reddetmiştir. MÖ 490 yılındaki Marathon Savaşı’nda başarılı bir generaldi. Zaferleriyle hiçbir zaman övünmemiştir. Çağdaşlarının biri onu Atina’nın en “değerli” adamı diye adlandırmaktadır.
Aristides gerçekten de o kadar ahlaklıydı ki hemşehrileri arasında onu sevmeyen birçok kişi vardı. MÖ 482’de yapılan bir oylamada şehirden sürülmesine karar verilmişti. Kovulması lehinde oy kullanan bir Atinalı: “Ben onu şahsen tanımam. Ama her yerde onun adını duymaktan, ondan ‘Adil adam’ diye bahsedilmesinden bıktım usandım,” demiştir. (Aristides’in Atina filosunun genişletilmesine karşı çıkmasının da kovulmasında rol oynadığı tahmin edilmektedir).
Aristides’in sürgün kararı bir süre sonra pişmanlığa neden olmuştur. Sürgüne gönderilmesinden iki yıl sonra Persliler yeniden Yunanistan’ı işgal ettiler. Thermopylae Savaşı’nda Yunanlılar’ı yenmiş ve görünüşe göre bölgenin tamamını ele geçirmeye yemin etmişlerdi. Bu durum karşısında Atinalılar, Aristides’e geri dönüp şehrin savunmasını organize etmesi için yalvarmak zorunda kaldılar.
İki yıl önce Aristides’in kovulması için kampanya başlatanların arasında yer alan politikacı Themistocles’le (MÖ 524-460) birlikte Persler’e karşı mücadele etmek için kurulmuş olan ve Yunan şehir devletlerinden oluşan birliğin komutasını ele aldı. Salamis Savaşı’nda (MÖ 480) Pers donanmasını yenilgiye uğrattılar. Sonraki yıl ise Platea Savaşı’nda kara ordularını yendiler. Bu zafer Pers istilasının sonu oldu.
Savaştan sonra Yunan birliği bozulmaya başladığında, Sparta’nın aksine Atina’nın lider Yunan şehri olması için diplomatik bir çaba harcadı. Dürüstlüğüne borçlu olduğu ünü sayesinde diğer şehirlerin güvenini kazanmayı başardı. Aristides, MÖ 487 yılında kurulan ve Delian Ligi denen Atina liderliğindeki konfederasyonun mimarlarından biriydi.
Aristides’in hayatının geri kalanı hakkında pek az şey bilinmektedir. Politikaya dönmüş ve Plutarch’a (46-120) göre sefalet içinde ölmüştür. Zira politikayı kullanarak zenginleşmeyi kesin olarak reddetmiştir.
1- Plutarch’a göre Aristides ve Themistocles arasındaki düşmanlık kişiseldi. Her ikisi de Stesilaus adındaki bir genci seviyorlardı.
2- Aristides Pers Savaşları sırasında general anlamına gelen strategos unvanını aldı. Strateji kelimesi bu terimden türetilmiştir.
3- Delian Ligi, adını konfederasyonun hazinesinin saklandığı ve yıllık toplantılarının düzenlendiği Delos Adası’ndan alır. Her ne kadar eşitler arasındaki bir birlik olarak yola çıkılmış olsa da zamanla fiili olarak bir Atina imparatorluğu haline gelmiştir. Hazinesine, Pantheon’un inşasında kullanmak üzere Atina tarafından MÖ 454 yılında el konulmasının ardından, birlik son bulmuştur.
Sofokles
Sofokles (MÖ 496-406), Atinalı bir oyun yazarıdır. Pek çok ünlü Yunan tragedyasını o yazmıştır. Yüzden fazla oyun yazdığına inanılmaktadır. Ne yazık ki bunlardan pek azı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Euripides (MÖ 484-406) ve hem arkadaşı hem de rakibi olan Aiskhylos (MÖ 525-455) gibi isimlerle birlikte en büyük Antik Yunan oyun yazarları arasında yer almaktadır.
Sofokles’in en etkili oyunları, efsanevi Theban Kralı Oidupus’u anlatan Kral Oidupus ve kralın kızını anlatan Antigone’dir. Aiskhylos’tan ilham almış olmasına rağmen Sofokles’in sahneleme stilleri ve oyunlarındaki karakter gelişimi çok daha sofistikedir. Bu özelliği onun oyunlarını günümüzde en çok sahnelenen Yunan tragedyaları arasına sokmuştur.
Sofokles, Attika’daki küçük bir kasabada dünyaya geldi. Küçük bir çocukken Perslere karşı verilen Atina Savaşı’na tanık oldu. Doksan yıl süren hayatı boyunca Atina’yı bir süper güç haline getiren Pers Savaşları’ndan seksen yıl sonra şehrin düşüşünü başlatan Peloponez Savaşı’na kadar pek çok tarihi olaya tanık oldu.
Kariyerinin ilk döneminde Sofokles ağırlıklı olarak Aiskhylos’tan etkilenmişti. Ne var ki Atina’da her yıl düzenlenen bir tiyatro yarışması olan Dionysia’da ustasına meydan okudu. MÖ 468 tarihinde onu yendi. Bu zaferi, onu şehrin en önde gelen oyun yazarı yapacak olan bir dizi olayın da başlangıcı oldu.
Kral Oidipus’ta, Oidipus Thebes kralının ve kraliçesinin oğludur. Bir kahinin çocuğun büyüdüğünde babasını öldürüp annesiyle evleneceğini söylemesi üzerine ebeveynleri onu terk eder. Uzun yıllar sonra soyundan habersiz olan Oidipus bir çatışma sırasında kralı öldürür ve onun dul eşiyle evlenir. Bu kadının annesi olduğundan habersizdir