"Bu toprakların çokkültürlülük gerçeğini devlet eliyle hoyratça budamaya kalkanlara rağmen «„biz“» ve «„ötekiler“» ayrımını tümüyle ortadan kaldırmaya çalışarak dallarını yeniden yeşerten ve kök salan koca çınarların mirasını bugüne taşıyan Mehmed Uzun, bambaşka bir coğrafyaya sıkışıp kalsa dahi bir arada yaşamanın kıymetini ve kendini öteki'nin yerine koyabilmenin önemini denemeleriyle bir kez daha hatırlatıyor. Ömrünün ilk yarısını Türkiye'de çeşitli hapishanelerde, diğer yarısını ise sürgünde geçirmek zorunda kalan çağdaş bir Kürt aydınının perspektifinden savaşlar, kıyımlar, sürgünler, göçler, faşizm ve ırkçılık çağı olan 20. yüzyıla dokunaklı ve içten bir bakış…"
"Kendisine yöneltilen «„Niçin yazıyorsunuz?“» sorusunu «„Niçin yaşıyorsunuz?“»la eşdeğer tutan, ölüm kapıya dayandığında tüm direngenliğiyle hep hayatı, geleceği, umudu, azmi konuşma, düşünme ve hayal etme kararı alan Mehmed Uzun'un vasiyeti üzerine Muhsin Kızılkaya tarafından derlenen, vefatından önce kaleme aldığı denemelerinin ve söyleşilerinin derlemesi Ölüm Meleğiyle Randevu, okurları için bir son duraktan ziyade retrospektif bir önem arz ediyor. Sözler, Renkler ve Sesler adlı üç ana başlıktan oluşan bu derleme, Uzun'un ardında bıraktığı yapıtlara, coğrafyalara ve çağlara dair son saygı duruşu niteliği de taşıyor."
"Kökleri aynı coğrafyanın suyuyla hayat bulmuş, iki farklı kuşaktan iki sürgün Kürt aydınının yolları birinin son durağı, diğerininse yalnızca geçiş güzergâhı olan bir sınır köyünde kesişir. Gözleri coğrafyanın yüklendiği acılarla örtülmüş ihtiyar Rind'in kavalından baharı tomurcuklandıran rüzgârlarla yayılan ezgiler, bu yükü omuzlayıp dünyanın öbür ucuna taşıyan genç Serdar'ın gitgide kararan dünyasında yeni ve aydınlık bir defter açar. Hayatını anadilini ölümsüzleştirmeye adayan Mehmed Uzun'un yaşamından da izler taşıyan Rind'in Ölümü kuşaklararası kopukluğu, yüzyılların hasretini yansıtan ılgın nağmelerin sarmaladığı büyüleyici bir atmosfer eşliğinde satırlara taşıyor."
Rojek Ji Rojên Evdalê Zeynikê, romana dengbêjê efsanewî yê Kurd, Evdalê Zeynikê ye. Jiyana Evdalê Zeynikê, bi riya dengbêjê Kovara Hawarê, Ehmedê Fermanê Kîkî bi sebr û sebat, bi hostehî, bi gotin, bi qise û peyvên ku di tûrikê xwe de veşartiye, ji nû ve tê vejandin, tê xemilandin û vegotin. Bi riya vê vegotin û serpêhatiya dengbêj em têdigihin, Evdalê Zeynikê dengbêjekî welê ye ku, ew bi awaza xwe li hember ba û bahoz, birûsk û tofanê radibe, dibe dengê dinê û mîna tîrêjên rojê, direşe ser rûyê erdê û zora tarîtiyê dibe, her deverî bi dengê xwe yê xurt ronî dike. Em rastê destana sedsalan a çand û edebiyata kurdî, evîna nemir Siyabend û Xecê jî tên, em dibin guhdar û xwendevanê vê metelokê, herweha, berê me dikeve ser riya Mîrekanên wê serdemê yên welêt, xweşî û kirêtiya wan, yar û neyariya wan. Rojek Ji Rojên Evdalê Zeynikê, seranserê jiyana dengbêjekî siûdneçê vedibêje.