Название | Binbir Gece Masalları |
---|---|
Автор произведения | Неизвестный автор |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6865-10-5 |
Kardeşim: ‘Ona hiçbir konuda karşı gelmeyeceğim.’ demiş.
Sonra kadın yürümeye devam etmiş, kardeşimse onu takip ediyormuş. Kadının kendisine tarif ettiği şeyi büyük bir merakla arzuluyormuş. Zevkle döşenmiş, içinde hizmetkârları ve harem ağaları bulunan, baştan aşağı zenginlik dolu büyük, güzel bir eve girmişler. Kadın, kardeşimi üst kata götürürken evdekiler ona şöyle demiş:
‘Ne yapıyorsun sen burada?’
Yaşlı kadın, ‘Biraz sabırlı olun ve adamı rahatsız etmeyin. Bizim onun yardımına ihtiyacımız var.’ demiş.
Sonra kadın, kardeşimi, gözlerin daha önce hiç görmediği güzellikteki bir bahçeye götürmüş ve onu çardaktaki güzel bir koltuğa oturtmuş. Oturur oturmaz da kardeşim, ay gibi güzel bir hanımı çevreleyen bir avuç köle kızın gürültüsünü duymuş. Onu gördüğünde ayağa kalkmış ve karşısında saygıyla eğilmiş. Kadın da ona:
‘Hoş geldin!’ demiş ve oturmasını söylemiş. Kardeşim oturduktan sonra ona, ‘Allah size huzur versin. Nasılsınız?’ diye sormuş.
‘Ah hanımefendi!’ diye cevap vermiş kardeşim. ‘Ben iyiyim.’
Sonra kadın, yemek getirmelerini emretmiş. Lezzetli yiyecekleri kadının önüne koymuşlar. O da yemek üzere oturmuş. Kardeşime saygı gösteriyor ve onunla muhabbet ediyormuş. Fakat bu arada ona gülmekten kendini alamıyormuş. Ne zaman kardeşim kendine baksa hizmetçilerini gösteriyor ve onlara güldüğünü söylüyormuş. Kardeşim hiçbir şey anlamamış. Aşırı şehveti nedeniyle kadının kendisine âşık olduğunu sanıyor ve yakında kendini ona teslim edeceğini düşünüyormuş. Yemeklerini yediklerinde şarap içmeye başlamışlar ve ud çalan on tane çok güzel hizmetçi onlara şarkılar söylemeye başlamış. Eğlenceyle coşan kardeşim, kadının elindeki şarabı almış ve bir dikişte bitirmiş.
Sonra kadın da bir kadeh şarap içmiş ve kardeşime: ‘Sağlığına!’ deyip başıyla işaret etmiş.
Kadın ona bir kadeh daha şarap içirmiş ve ensesine esaslı bir tokat atmış. Bunun üzerine kardeşim öfkeyle evden ayrılmış. Fakat yaşlı kadın onu takip etmiş ve geri dönmesini söylemiş. Kardeşim de geri dönmüş. Genç kadın ona oturmasını söyleyince de tek kelime etmeden oturmuş. Kadın kardeşime bir tokat daha indirmiş. İkinci tokat da yetmeyince tokat üstüne tokat indirmiş. Bu arada kardeşim de yaşlı kadına:
‘Bundan daha güzel bir kadın görmedim hayatım boyunca.’ demiş.
Yaşlı kadınsa bağırıyormuş: ‘Yeter! Yeter hanımım, sana yalvarıyorum…’ fakat kadın, kardeşim bayılıncaya dek vurmaya devam etmiş. Sonra kardeşim tuvalete gitmek üzere ayağa kalkmış fakat yaşlı kadın ona:
‘Biraz daha sabret, muradına ereceksin.’ demiş.
‘Daha ne kadar bekleyeceğim?’ diye sormuş kardeşim. ‘Tokatlanmaktan neredeyse bayılacağım.’
Yaşlı kadın: ‘Hele bir şarap onu ısıtsın, istediğine kavuşursun.’ demiş.
Böylece kardeşim, kadınların olduğu yere dönmüş ve oturmuş. Kadın, hizmetçilerine kardeşime merhem sürmelerini ve yüzüne gül suyu dökmelerini emretmiş. Sonra ona şöyle demiş:
‘Allah senin onurunu yüceltsin. Evime geldin ve bütün bunlara katlandın. Ben bana muhalefet edeni geri çeviririm ama sabırlı olan istediğine kavuşur.’
“Ah hanımım!’ demiş kardeşim. ‘Ben sizin avcunuzun içindeki bir köleyim!’
‘O zaman bil ki…’ demiş kadın. ‘Allah beni eğlenceye düşkün biri yaptı. Benim eğlencelerime katlanan istediğine kavuşur.’
Sonra hizmetçilerine yüksek sesle şarkı söylemelerini emretmiş ki herkes keyiflensin. Bu arada içlerinden birine şöyle demiş:
‘Beyefendiyi götür, ihtiyacı olanı ver ve kendisini derhâl bana getir.’
Bunun üzerine genç kız, kardeşimi götürmüş fakat kardeşim, kadının kendisine ne yapacağını bilmiyormuş. Yaşlı kadın onun yanına gelerek:
‘Sabırlı ol, çok az kaldı.’ demiş.
Kardeşim yüzü parlayarak genç kızın önünde dururken yaşlı kadın şöyle demeye devam ediyormuş: ‘Sabırlı ol, şimdi istediğine kavuşacaksın.’
Kardeşimse sormuş: ‘Bu hizmetçi kız bana ne yapacak?’
‘Sana kötü bir şey yapar mı hiç? Kurban olayım sana, senin kaşlarını boyamak ve bıyıklarını yolmak istiyor.’
‘Kaşlarımdaki boya yıkamayla çıkar. Bıyıklarımı yolması ise çok acı verir.’
‘Dikkatli ol, ona nasıl karşı gelirsin?’ diye bağırmış yaşlı kadın. ‘O kalbini sana verdi.’
Böylece kardeşim kaşlarını boyamalarına izin vermiş ve bıyıklarını yolmalarının acısına sabırla katlanmış. Sonra hizmetçiler, hanımlarının yanına gidip olanları anlatmışlar.
Kadın: ‘Şimdi yapılacak bir tek şey kaldı, o da sakalını tıraş etmek. Böylece pürüzsüz, tertemiz bir yüzü olur.’ demiş.
Bunun üzerine hizmetçi kız, kardeşimin yanına gelip hanımının kendisine emrettiği şeyi söylemiş ve benim kalın kafalı kardeşim ona, ‘Beni insanların önünde utandıracak bir şeyi nasıl yapabilirim?’ demiş. Hemen yaşlı kadın araya girmiş ve ‘Bunu yapmasının sebebi, seni sakalsız genç bir adama dönüştürmek. Bunun için yüzünde kıl olmaması gerekiyor. Böylece yüzün onun hassas cildini çizip tahriş etmez. Gerçekten de sana büyük bir tutkuyla âşık. Sabırlı ol ki amacına ulaşabilesin.’ demiş.
Kardeşim sabretmiş ve onun emrinin yerine getirilmesine izin vermiş. Sakallarını tıraş etmişler. Kadının karşısına kaşları kırmızıya boyanmış, bıyıkları yolunmuş, sakalları tıraş edilmiş, yanaklarına boya sürülmüş bir hâlde çıkmış. İlk başta kadın ondan korkmuş. Fakat sonra onunla alay edip sırtüstü yere düşünceye kadar gülmeye başlamış ve şöyle demiş:
‘Ah efendim, iyiliğinizle gerçekten de yüreğimi kazandınız!’
Sonra ona ayağa kalkıp dans etmesi için yalvarmış. Kardeşim de ayağa kalkmış ve hoplayıp zıplamaya başlamış. Kadınlar ona portakal ve limon atıyorlarmış. Zavallı kardeşim üzerine bir şeyler atıldığı için ve ensesine yediği tokatların acısından yere düşmüş.
‘Şimdi istediğine kavuştun.’ demiş yaşlı kadın kardeşim kendine geldiğinde. ‘Artık başına başka sıkıntı gelmeyecek fakat yapacak bir küçük şey daha kaldı. Bu kız, alışkanlığı üzere elbisesini ve bütün kıyafetlerini çıkarıp çırılçıplak kalıncaya dek kimsenin kendisine sahip olmasına izin vermez. Sana elbiselerini çıkarıp koşmanı söyleyecek. Kendisi de senin önünde senden kaçar gibi koşmaya başlayacak. Sen de onun peşinden gideceksin; ta ki gerçekten onunla sevişmeye hazır oluncaya kadar. Sonra o da kendini sana teslim edecek.’ Ardından devam etmiş:
‘Önce kıyafetlerini çıkar.’
Kardeşim ayağa kalkmış, kendinden geçmiş bir hâlde kıyafetlerini çıkarmış ve anadan üryan kalmış. Bunun üzerine kadın da soyunmuş ve üzerine tülden bir elbise giyinmiş. Kardeşime, ‘Eğer beni istiyorsan yakalayıncaya dek peşimden koş.’ demiş.
Sonra kadın koşmaya başlamış. Kardeşim de