Название | Şiirler, Karasözler |
---|---|
Автор произведения | Абай Кунанбаев |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn |
Kim geçmemiş yalan dünyadan,
Ne bülbül hatipler, söze sığınan,
Ne mahir liderler, tahtına sarılan.
Sözün anlamını bilirseniz,
Akıl terazisiyle ölçüveriniz.
Eğri görünürse gözünüze,
Atın, yakın, dönsün küle.
Düzgün görünürse göze,
Düşün ve kulağına ilmikle.
Ahmak çok, akıllı az,
“Çoğun sözü kıymetli” deme.
“Yakının sözü tatlı” diye,
“Yakınım dedi” diye görmeyin.
Kim söylese de cahillikle,
Öyle uçuk sözün ardından gitmeyin,
Endişem bu, diyeyim Size…
Kendiniz için öğrenseniz,
Kötülüklerden iğrenseniz,
Yıldan yıla temizlenirsiniz.
Birisi için öğrenmişseniz,
Birisi bilmese, siz bilseniz,
Bildiklerinizin hepsi sahipsiz…
Sözüne bakarak kişiyi al da,
Kişiye bakarak sözünü alma.
Doğru söz hangisi, bilmeyerek,
Her bir şeyden geride kalma.
Bunu yazan, bilen kul idi;
Celâleddin ed-Devvânî,
Böyle dedi, o içtenlikli.
Sözünü oku ve düşün bir daha,
Sakın tez öğrenip, tez unutma,
Gençlikte gönül gül, soldurma!
Tokmak gibi kekilli, kamışkulak 7 atlar var hani
Tokmak gibi kekilli, kamışkulak atlar var hani,
Koyun boyunlu, tavşan dudaklı, antilop suratlı.
Cıdağı geniş, çıkıntılı ve küçük yeleli,
Çukur ense, boşluğu hissedilse boğazındaki…
Teke burun, sarkık dudak, uzun dişli,
Kuvvetli, cüsseli, olsa güçlü.
Kol kasları bambaşka, geniş göğüslü,
Avından tadan kartal gibi dik döşlü.
Geniş, dazlak bilekli, oval toynaklı,
Dirseği kaburgadan uzak olmalı,
Sert topuklu, sinirli, dimdik ayağı,
Uyluğu etsiz, tahta gibi yamyassı…
Geniş sağrılı, dar bıkınlı, büyük kalçalı,
Erkeğe aynı gelse önün-arkanın rahatı…
Yumak kuyruğun kıl dibi kuvvetli olmalı,
Büyük taharet yolu çıkıntı, oldukça yağlı…
Diz eklemi aşağıda bitmeli, sağlam etli,
Kendi kalın bacaklı, yusyuvarlak kalçalı.
Sırtı kısa ve ova gibi düz olmalı bağrı,
Bacak arası açık, yumuşak haya torbası…
Köstekliği genişçe, en yüğrük atı bulsak,
Aynı yel gibi, huzurlu, hızlı binip dolaşsak.
İki gözünü çevirip, yanlarını kapatsak,
Eyerlerken sakin dursa, bağlayıp anlasak…
Hem saklanmaz, hem sürünmez hızlı lider,
Çene kakıp, hiddetlenerek dolaşsa güzel…
Dörtnala yüğrük, sağlam, güçlü ve uysal,
Razı gelmem, işte böyle ata binmesem…
Açıkçası kalpağı cuk oturmuş gibi,
Kişiyi bülbül kılıp söyletir gibi…
Dörtnala ata yetişemez, antilop ta süratli,
Hiddetlendirdin işte, elime bir değmedin ki…
Yaz günü Temmuz olduğunda
Yaz günü Temmuz olduğunda,
Yeşillikler, çayırlar, çiçekler
Uzayıp, büyüyüp dolduğunda…
Gürleyip akan dere kenarına,
Obalar göçüp konduğunda…
Kişneyip duran yılkının,
Çayırdan sırtı görülür ya…
Atlar; aygırlar, kısraklar,
Böğrü çıkar, iniler ara sıra…
Suda durur sineklerini kişeler,
Kuyruğuyla şıpırdatır ya…
Arasında kulun-tay
Döner koşar, kabarır ya…
Yukarı-aşağı ördek, kaz
Uçup dursa kısa kısa…
Kız-gelinler küyiz-ev diker,
Bıngıl bıngıl salınarak yürür ya…
Ak bilekleri sıvalı,
Şakalaşıp kikirdeşir ya…
Mal içinde dolaşır da,
Gönlü hoşnut kalır ya,
Zengin de gelir obaya,
Aheste, tatlı hitabıyla…
Sabadan8 kımız doldurur da,
Ortasına kadar vurdurur ya,
Yaşı büyükler bir bölük olur da,
Şakalaşıp salınır ya…
Hizmetçi aldatan genç bala,
Yapışır anasının yakasına,
“Et al-getir” diye yakınır ya…
Gölge yapar başına,
Kilim döşer ya altına,
Görkemli zenginlerin
Semaveri fokurdar ya…
Eğitimliler söz söylese,
Yarış atı gibi uğuldar ya,
Başkaları başını sallar da,
“Elbette” diye onaylar ya.
Ak gömlekli, asasıyla,
Aksakal çıkar bir kıyıdan da,
“Malını öteye çek” der ya,
Çobanlara haykırıp ta…
Zengin “biçarem” desin diye,
Çağırıp kımız versin diye,
Yalakalaşıp, yalpaklaşır ya…
Kaftanlarını giyinmiş,
Huysuz ata binip sendelemiş,
Yılkıcılar geliverse,
Sabahtan zahmete girer ya…
Tüfek
7
Kamışkulak: Kulakları ince, düzgün ve dik olan at.
8
Saba: Kımız hazırlamak için kullanılan ve at derisinden yapılan kap.