Название | Entelektüelin kutsal kitabı |
---|---|
Автор произведения | David S. Kidder |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-8068-48-1 |
Son Akşam Yemeği
Leonardo da Vinci, hamisi Ludovico Sforza için 1495 ile 1498 yılları arasında Son Akşam Yemeği adlı tablosunu yaptı. Milano, Santa Maria dele Grazie’deki keşişlerin yemekhanesinin kuzey duvarında konumlanmış olan tablo, Batı tarihinde İncil’de geçen bir konunun en ünlü tasvirlerinden biridir.
Son Akşam Yemeği, Yahuda tarafından Romalılar’a jurnallenmeden hemen önce, on iki havarisi ile Paskalya yemeğini kutlayan İsa’yı betimler. Hıristiyan teolojisine göre bu olay, masadaki ekmek ve şarabın İsa’nın etine ve kanına dönüştüğü yemek olarak Komünyon’un ilk kutlamasını oluşturdu.
Tüm figürler, resmin önünde yemekhanede yemeklerini yiyen rahiplerle, kutsal olayı birbirinden ayıran bir çeşit engel vazifesi gören masanın bir tarafında düzenlenir. Soldan sağa havariler Bartholomew, Küçük James, Andrew, Peter, Yahuda ve John görünürler. İsa tam ortadadır. Ondan sonra Thomas, Büyük James, Philip, Matthew, Thaddeus ve Simon gelir.
Rönesans’ın en ünlü İtalyan sanatçılarının biyografilerini yazan on altıncı yüzyıl yazarı Giorgio Vasari’ye göre, da Vinci’nin freski, İsa’nın, “İçinizden biri bana ihanet edecek.” (Matthew 26:21), dediği anı yakalar. Havariler böylece O’nun sözlerine karşı, her biri farklı bir duyguyu –inkar, şüphe, kin, inançsızlık veya sevgi– yansıtan ifadeleriyle gösterilir.
İncil’den konuyla ilişkili diğer parça, İsa’nın,“Bana ihanet edenin eli masada benimle.” dediği Luka 22:21’dir. Da Vinci’nin resminde, masada eli İsa’nın elinin yanında duran tek kişi Yahuda’dır. Yüzü gölgede kalmış, vücudu fiziki olarak İsa’dan ürkmüş haldedir. Sahnenin başka sanatçılarca yapılmış daha eski betimlemelerinde, Yahuda ya grubun geri kalanının dışında kalmış ya da masanın ters tarafında yalnız oturmuş veya halesinden mahrum bırakılmış halde betimlenmiştir. Da Vinci, onu dış özelliklerden çok psikolojik durumuna odaklanan daha gizemli bir tutumla diğer havarilerden ayırır.
Duvar resmi, yapılmasından kısa süre sonra bozulmaya başladı. Zahmetli bir hassasiyetle çalışan da Vinci geleneksel fresk teknikleri kullanmamıştı, çünkü ressamların büyük bir hızla çalışmalarını gerektiriyorlardı. Bunun yerine yüksek oranda kalıcı olmadığı bilinen yağ -ve zamk- bazlı boyaları denedi; birkaç yıl içinde çatlaklar ve küf oluşmaya başladı. Ayrıca 1652’de, duvarda İsa’nın ayaklarının göründüğü bölümü yok eden bir kapı yeri açıldı. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllardaki restorasyon teşebbüsleri sadece kısmî başarı sağladı. II. Dünya Savaşı sırasında yemekhaneye daha da zarar veren bir bomba isabet etti. 1978’de büyük bir restorasyon hareketi, İtalyan hükümetince yüklenildi ve Pinin Brambilla Barcilon tarafından yirmi yıldan daha uzun bir süre boyunca denetlendi. Yeni restore edilen fresk, yemekhane iklim kontrolü ile donatıldıktan sonra 1999’da tekrar halka açıldı.
Güneş Lekeleri ve Güneş Parlamaları
Güneşin değişken yüzeyi, 6.000 santigrat derecede tüm güneş sistemini ısıtarak yanar. Bu, yeryüzündeki sıcak bir günden 180 kat daha sıcaktır. Ama güneşin yüzeyinin bazı kısımları diğerlerinden serindir. Kabaca bizim gezegenimizin boyutunda olan güneş lekeleri koyu renkte görünürler, çünkü çevreleyen yüzeyden 2.000 derece daha soğukturlar. Güneşin parlayarak yanan iç çekirdeğinden yayılan ısıyı baskı altında tutan yoğun manyetik alanlara sahiptirler.
Genelde güneş lekeleri, her biri zıt bir manyetik yüke sahip olan çiftler halinde görünürler. Zıt olarak yüklenen güneş lekeleri arasındaki bölgeler, bir milyar megaton TNT kadar çok enerji salan güneşin yüzeyindeki patlamalar, güneş parlamaları için hazırdır. Güneş parlamaları, jeomanyetik fırtınalara sebep olan x-ışınları ve manyetik radyasyon ile yeryüzünü bombardımana tutar. Kuzey ve güney ışıklarını yoğunlaştırır, elektrik şebekelerini bozar ve radyo ileticilerini karıştırır.
Son zirvesini 2000’de yapan güneş lekeleri ve güneş parlamaları, on bir yıllık döngüyle güçlenir ve zayıflar. 14 Temmuz 2000’de “Bastille Günü Olayı” da denen devasa bir güneş parlaması, Texas’a kadar güneye uzanan göz kamaştırıcı haleler saçtı, elektrik kesintilerini tetikledi ve uyduların yerini değiştirdi. Astronotların solar maksimumlara karşı çok temkinli olmaları gerekir, çünkü radyasyon fırtınaları ölümcül olabilir.
Güneş lekeleri, aynı zamanda yeryüzündeki sıcaklığı etkileyebilir. Maksimum güneş lekesi faaliyeti, ultraviyole radyasyondaki büyük bir artışı da içine alan, güneşten salınan enerjide küçük bir artışla ilişkilendirilir. Küresel ısınmayla örtüşür şekilde, son altmış yılda güneş lekesi faaliyetinde büyük bir artış vardır. Batı Avrupa’da 1600’lerin ortasından 1700’lerin başlarına kadar süren, ciddi soğuklar ve uzun kışlar nedeniyle “Küçük Buz Çağı” denen dönem, güneş lekesi faaliyetindeki bir düşüş dönemiyle çakışıyordu.
1. İtalyan astronom Galileo Galilei (1564-1642), Güneş’in dönme devrini izlemek için güneş lekelerini kullandı. Çoğunlukla gazdan oluştuğu için, Güneş’in farklı tarafları farklı hızlarla döner. Ekvator, kabaca yirmi beş günde kendi etrafında dönerken kutuplar otuz beş günde dönerler.
2. Çinli astronomlar güneş lekelerini ilk kez MS 30 yılında gözlemledi.
Johann Sebastian Bach
Johann Sebastian Bach (1685-1750), en önemli barok bestekârdır ve belki de tüm zamanların en önemli bestecisidir. Onun dinî vokal müziği –kantatlar ve ilahi besteleri– orkestralı konçertoları ve ustalıklı org eserleri, ulvi armoniler ve birleştirilmiş melodilerle doludur ve onun müzikal hassasiyeti, dehadan ödün vermez. Yirminci yüzyılın caz ve pop bestecileri de dahil, kendinden sonra gelen neredeyse tüm bestecileri etkilemiştir.
Bach, Thuringia denen bir bölgenin Eisenach kasabasında, 21 Mart 1685 tarihinde doğdu. Genç bir adam olarak, Arnstadt, Lübeck, Mülhausen ve Weimar’daki Lüteriyen kiliselerde çeşitli randevular ve misafirlikler arasında gidip geldi. Bach’ın kariyerinde değişmeyen şey, insanların onun müziğini vasat, karmaşık ve tatminkârlıktan uzak bulmalarıydı. Weimar’da saray orgcusu olduğu sıralar (1708-1717), orkestra şefliğine yükseldi. 1717’de Cot-hen’deki Lüteriyen Prensi Leopold’un sarayına taşındı.
1720’de Bach’ın ilk eşi öldü ve bugün alıştırmalarında çoğu piyanist tarafından çalışılan pek çok etüt kitabını ithaf ettiği Anna Magdalena isimli bir saray şarkıcısı ile evlendi. Cot-hen’de geçirdiği zamanda, efsanevi Brandenburg Konçertoları ve Matta Azabı oratoryoları gibi ünlü kantatlarının bir kısmını üretti. 1722’de, muazzam eseri Mass in B Minor tamamlandıktan sadece bir yıl sonra, 1750’ye kadar yaşadığı Leipzig şehri ve dört kilise için müzik direktörü oldu.
1. Bach’ın ilk eşinden altı, ikinci eşinden on üç çocuğu oldu.
2. Bach’ın çocuklarının çoğu bebekliklerinde öldü, ama Johann Christian Bach (1735-1782) ve Carl Philipp Emanuel Bach (1714-1788) dahil dördü tanınmış besteciler oldular.
3. Bach’ın erken dönem müzik eğitimini babası ve ağabeyleri vermişti, ama o büyük ölçüde kendi kendine işi öğrenmiş bir besteciydi.
Ortaçağ