Название | Rus Şiirinde Gölgeler |
---|---|
Автор произведения | Анонимный автор |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6494-69-5 |
Rus Şiirinde Gölgeler XX. YÜZYIL RUS ŞİİRİNDEN SEÇMELER
Önsöz
Asırları aşarak XI. yüzyıldan bize nasihat olarak gelen ‘Erdem başı dil’ sözü yaşadığımız çağda yeni bir anlam kazanıyor. Bilişsel bilimlerin bize araladığı kapıdan bakarak, dilin bizi diğer canlılardan ayırt eden başlıca özellik olduğu anlaşılmaktadır. Diğer biyolojik türlerde dil geni arayışları devam etse de, düşünme, duygularımızı belirtme, nesneleri ve eylemleri isimlendirme için kullanılan ‘dil’ denen bu müthiş dizgenin, hâlen tek bize verilmiş olduğu kabul edilmektedir. Çağımızın getirdiği teknolojik metaforları kullanırsak, dil; tıpkı bilgisayara yeni yüklenen işletim sistemi gibi, doğuştan bize yüklenir. İşletim sisteminin bilgisayar donanım kaynaklarını yönettiği gibi dil, bizi…yönetiyor, yönlendiriyor, yön veriyor, yol gösteriyor bize. İnsanda erdem varsa, dil sayesinde vardır. Onun için erdemin başı dildir.
Erdeme ulaşan yol dilden geçer. Demek ki, bize dilin ne olduğu, nasıl çalıştığı, bizi nasıl ve neden etkileyebildiği, güldürdüğü gibi ağlatabildiği, kızdırdığı gibi sevindirebildiği, nasıl bizi ‘Biz’ yaptığını anlamaya çalışmak düşer. Kolay değildir bu. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren dili keşfetmeye başlıyoruz. Sesler, heceler, sözcükler, sözler, cümleler…Ve dil sırlarını açmaya başlıyor… Nasıl oluyor da, çocuk hiç bir gramer kitabını kullanmadan dili çözüyor?! Çocuk adeta dili dinleyen ve farkedendir çünkü. Dilin oyunlarını kabul eden ve dil ile oynayan, dile kalıp kelepçeleri takmayan, dili zaman ve mekanla sınırlandırmadan özgür bırakandır çünkü. Nasıl oluyor da yetişkin nice gramer kitabını okuyup dili hâlâ anlamıyor?! Dilden uzaklaşan, dili önemsemeyendir çünkü. Günlük koşuşturmada dile ‘araç’ işlevi yükleyen, dilin sesini, kokusunu, dokunuşunu unutan, dilin rengarenk dünyasından ayrılandır çünkü. Çocukluğumuza geri dönemiyoruz ama dilin o büyülü, gizemli diyarına açılan kapı daima açık. Bu kapının adı ‘Şiir’.
Şiirde dil alışılagelmiş gerçekliği sorguluyor, soru işareti bırakıyor, şüphe uyandırıyor, duygulandırıyor, düşündürüyor. Bilimden farkı yoktur şiirin. Bilim adamından farklı değildir şair. Bize düşen ise, şiir okurken dünyamızı, kendimizi yeniden tanımaya, Erdeme ulaşmaya çalışmaktır.
Rus şiiri… Tıpkı diğer dillerde varolan şiirler gibi kâşiflerini bekleyen sonsuz gizemli diyar. Bunu keşfetmek çeviri ve çevirmen ile mümkündür. Keşif yolu da zordur. Karşımıza yeni imgeler, renkler, sesler, kokular, kafiyeler çıkacak. Bunlar da bizi rutini sorgulamaya, sınırları zorlamaya davet ediyor. Dikkatli okursak, şiirlerde gölgeleri görürüz: gündelik hayatın, şiirin ve şairin, denizin, geçmişin, dünya kültürünün, dilin kendisinin gölgeleridir bu. Bu gölgeler gerçek mi? Gerçeklik nedir ki? Görebildiklerimiz, dokunabildiklerimiz mi gerçek, yoksa… hayalimize, rüyamıza girenler mi? Çiçek mi, koku mu? Deniz mi, rengi mi? Yağmur mu, sesi mi? Bal mı, tadı mı? İkisi. Çünkü dilde var.
Rus şiiri dünyasının keşfi yolunda rehber görevini üstlenen Gazi Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı öğrencilerine Burak Cemil YILMAZ’a, Sema AKSOY’a, Damla ÖZTÜRK’e, Derya ÖZKAN’a, Elif Kadriye DUMAN’a, Erdem GÜLER’e, Buse Gül ALTUN’a ve Gazi Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları öğrencisi Anastasiya KRAYNÜÇENKO’ya, katkılarından dolayı Rusça Konuşan Gençler Derneği Başkanı Jenya ŞARLAK’a ayrı ayrı teşekkür ederim. Güzel şiirler daima yanınızda olsun. Nice etkileyici çeviriler zihninizi açsın. Dilin büyülü dünyası sizi hiç bırakmasın. Çünkü dildir erdemin başı.
Rus Şiir Sanatında Şiirin ve Şairin Gölgeleri-I
Şiir ruhumuzun derinliklerindeki kelimelerle ifade bulan yankıdır. Bundan dolayı şairler şiire sessel ve müziksel bir anlam yüklemiş, ilham anını tasvir edilen pek çok şiirde şiirin hem söz hem de müzik olduğu ifadelerine yer verilmiştir. Şiir bir yoldur, maddeden manaya, sığdan derine, kabuktan öze, dıştan içe… Çevirmen insandan evrene, evrenin içindeki insandan, insanın içindeki evrene bu derin manayı ve güçlü imgeyi vermeye çalışmıştır. Şiirlerde ilham anı karanlık bir gecede bir yıldızın ışıması, denizin soluk alması, çiçeklerin büyümesi gibi kainata dair güzelliklerle ifade edilir, ayrıca bu anın heybeti kimi şairler tarafından fışkıran sulara ve kıvılcımlara benzetilir. Bezense şairler tarafından çöplerin arasından yabani otlar gibi şiirlerin doğduğu ifade edilirken bu şiirin çirkinde bile mevcut olan güzellikleri göstermek gayesini ortaya koyar. Şairlerin beklediği ilham perisi elinde kavalıyla örtülerinden sıyrılıp geldiğinde ruhun derinliklerinden köprüler kurulur ve o his seslere bürünür. Bu yüzden şiirde seslenmeler, fısıltılar, nidalar, çığlıklar, ıslıklar gibi sessel ifadelere yer verilir. Çevirmen şiirin melodisini de aktarmak gayretindedir. Bu coşkulu anın, ilham anının betimlemelerinde şairin hislerine ve ürettiği imgelere de sadık kalmak için çaba göstermiştir
Marina Tsvetayeva
Поэт
Поэт – издалека заводит речь.
Поэта – далеко заводит речь.
Планетами, приметами… окольных
Притч рытвинами… Между да и нет
Он – даже размахнувшись с колокольни -
Крюк выморочит… Ибо путь комет -
Поэтов путь. Развеянные звенья
Причинности – вот связь его! Кверх лбом -
Отчаетесь! Поэтовы затменья
Не предугаданы календарем.
Он тот, кто смешивает карты,
Обманывает вес и счет,
Он тот, кто спрашивает с парты,
Кто Канта наголову бьет,
Кто в каменном гробу Бастилий -
Как дерево в своей красе.
Тот, чьи следы – всегда простыли,
Тот поезд, на который все
Опаздывают…
Опаздывают… – ибо путь комет -
Поэтов путь: жжя, а не согревая,
Рвя, а не взращивая – взрыв и взлом -
Твоя стезя, гривастая кривая,
Не предугадана календарем!
Şair
Şair uzaktan başlar
Şair uzağa götürür.
Gezegenler, göstergeler.... İmaların
Karmaşıklığı, evet ve hayır arasında.
Çan kulesinden bile atlarken halkayı çizer
Çünkü onunki kuyruklu yıldızın yoludur
Şairlerin yolu. Sebep sonuç ilişkisinin kopuşu,
İşte onun bağlantısı anlam ötesi,
Anlamazsınız! Şairin ilhamı
Takvimin ötesi.
O’dur, tüm anlamları, karıştıran
Matematik, fizik alt üst eden,
O çocuk gibidir, çocuk sorularını sorar,
O Kant’ın felsefesini çökerten…
O, Bastil’in duvarlarının içinde
Güzelliği