Dostoyevski'nin hayatı. Любовь Федоровна Достоевская

Читать онлайн.
Название Dostoyevski'nin hayatı
Автор произведения Любовь Федоровна Достоевская
Жанр
Серия
Издательство
Год выпуска 0
isbn 978-625-8068-05-4



Скачать книгу

görürdü. Şitlovski bir şair, idealist ve bir mistikti. Babam üzerinde büyük bir etkisi olmuştu. Muhtemelen Litvanya kökenliydi.

      32

      Aile içinde anlatıldığına göre Dostoyevski ilk sara nöbetini babasının öldüğünü duyduğunda geçirmiş. Nasıl bir ruh halinde olduğunu ancak tahmin edebiliriz, zira ağabeyi Mihail’le aralarında gerçekleşen ve yaşamının bu bölümüne ışık tutabilecek tüm yazışmalar yok edildi. Sonrasında ise kardeşler mektuplarında babalarından hiç söz etmediler, muhtemelen bu konu her ikisi için de fazlasıyla acı vericiydi. Babasının katledilmesinden önceki son mektupta yer alan bazı cümlelerden Dostoyevski’nin, babasının taşradaki hayatıyla ilgili çeşitli olaylardan haberdar olduğu s

1

Rus köylüsü. (ç.n.)

2

Bu imrenme Dinyeper kıyılarında yaşayan, Ukraynalıların ve Rusların atası olan Slavların kendileri adına Norman prenslerinin onları yönetmesini arzulamalarına yol açmıştı. Prens Rurik’e Kiev Büyük Düklüğü’nün tacını sunmak için bir heyet gönderdiler. Muhtemelen Litvanya’nın bir bölgesini yönetmekte olan bir Norman prensinin kardeşi ya da küçük oğlu olan Rurik tacı kabul ederek Norman maiyetiyle birlikte Kiev’e geçti. Rurik’in soyundan gelenler ilk başta Büyük Dük, sonraları ise Çar sıfatıyla on yedinci yüzyıla dek Rusya’da hüküm sürdüler. Rurik soyundan gelenlerin sonuncusu Moskova’da öldüğü zaman Rusya bir anarşi döneminden geçti; ta ki boyarlar Litvanya kökenli, yani son derece Normanlaşmış bir Slav aileye mensup Mihail Romanov’u Çar seçinceye kadar. Romanovlar birkaç yüzyıl boyunca sırayla hüküm sürdüler, Rus halkı tarafından sevilip saygı gördüler. Rus milletinin iki kez Normanları ya da Normanlaşmış Slavları prens olarak seçmiş olduğu gerçeği, yurttaşlarımın kavgacı karakteriyle kolayca açıklanabilir. Sonunda tek bir anlamlı söz dahi söylemeden on saat boyunca nutuk çekmeye kadir, sözlerine son vermek nedir bilmeyen konuşmacı ve tartışmacılar olan Ruslar asla anlaşamazlar. Aklı başında, sözden tasarruf edebilen, icraatta üretken Normanlar, Rusların birbirleriyle barış içinde yaşamalarını sağlamış, ülkemizde düzeni sağlamışlardır.

3

Tuna bölgesinde, Transilvanya’da, Rusya’da soylulara verilen unvan. (ç.n.)

4

Litvanya ve Ukrayna tarihiyle ilgilenen modern tarihçiler Normanlardan nadiren bahseder. Bununla birlikte sıklıkla Vareglerden söz eder ve bunların Litvanya’da hatta Ukrayna’da büyük rol oynadığını öne sürerler. Varegler aslında Normandır, çünkü vareg kelimesi eski Slavcada “düşman” anlamına gelmektedir. Normanlar sürekli olarak Slavları alt ettikleri için Slavlar onları “düşman” olarak anmıştır. Slavlar genel olarak az meraklı insanlardır, komşularının hangi ırka mensup olduklarını bilmekle pek ilgilenmezler; onlara süslü isimler vermeyi tercih ederler. Bu nedenle Ruslar, Almanlarla ticarete başladıklarında onlara eski Rusçada “budala” anlamına gelen “Nemzi” adını vermişlerdir, çünkü Almanlar onların dilini anlamamış, sorularına cevap verememiştir. Rus halkı Almanlara hâlâ “Nemzi” der. “Alman” ya da “Töton” isimleri yalnızca aydınlar tarafından kullanılır.

5

(İng.) Litvanya’nın Dünü Bugünü. (ç.n.)

6

Rusya ve Polonya’ya duydukları nefret nedeniyle Litvanyalılar damarlarında Slav kanının aktığını dahi reddetmişlerdir. Yine de Finno-Türk’ten daha ziyade Slav olduklarını görebilmek için onlara bir bakış atmak yeterlidir.

7

Hiçbir şekilde başkalarıyla karışmamış Finno-Türkler olan Finler, Estonlar ve Letonlar Protestanlığı şevkle kabul edip buna sadık kalmışlardır. Litvanların Protestanlığa karşı her zaman göstermiş oldukları düşmanlık kendilerinin Slav kanına sahip olduğunu geri kalan her şeyden çok daha ikna edici bir şekilde kanıtlamaktadır. Ortodoks ya da Katolik inancını kolaylıkla kucaklayan Slavlar, Luther’in öğretisini asla anlayamadılar.

8

Bununla birlikte Almanlar, Litvanya’nın, Litvanyalı Borussi kabilesinin yaşadığı bir bölümünü ellerinde tuttular. Bu bölgeyi Almanlaştırarak buraya Prusya adını verdiler. Prusyalılar Alman değil, Litvandır; önce Normanlaştırılmış sonra da Almanlaştırılmışlardır. Güçlü karakterleri ve Almanya’da oynadıkları önemli rol kendilerinin Norman karakterinden kaynaklanmaktadır. Prusyalı Junkerlerin büyük bir çoğunluğu doğrudan kadim Norman şeflerinin soyundan gelmektedir.

9

Ortodoks Kilisesi’nde yalnızca keşişler -Kara Ruhbanlar- başpiskopos olabilir. Beyaz ruhbanlar, yani evli rahipler üst mevkilere yükselemezler. Eşlerini kaybettiklerinde genellikle keşiş olur, kariyerlerinin peşinden gidebilirler.

10

Kendisinin Litvanya’nın Dünü ve Bugünü adlı çalışmasına bakınız.

11

Hetmanlık, Ukrayna askeri hiyerarşisinde en üst rütbedir. Bu sözcüğün, dilimizdeki “ataman” sözcüğünden geldiği düşünülmektedir. (ç.n.)

12

Eleştirmenler beni her zaman eşanlamlı olmayan “soylu” ve “aydın” kelimelerini birbirine karıştırmakla itham edebilir. Fakat unutmamaları gerekir ki bir zamanlar proletarya ve orta sınıflar için eğitim almak imkânsızdı. Litvanya’nın başlıca eğitimcileri olan Katolik ve Ortodoks din adamları yalnızca soyluların çocuklarıyla, yani geleceğin yasa koyucuları ve ülkelerinin yöneticileriyle ilgileniyorlardı.

13

Büyük Leh şair Mickiewicz’in Litvanyalı olduğu düşünülmektedir. Şiirlerinden biri şöyle başlar: “Litvanya, ülkem.”

14

Leh ve Litvan soylularının soy isimleri “ski” sonekiyle biter.

15

Litvanya kökenli büyük Rus aileler arasında özellikle son zamanlara dek hüküm süren ailenin Borussi kabilesine mensup ataları Romanovları; Litvanca isimleri Saltik olan Solitikovları ve Dük Guedimin’in soyundan gelen Golitsinleri saymak gerekir. Polonya’da da Jagellon kraliyet ailesi de dahil olmak üzere aristokrat ailelerin çoğunluğu Litvanya kökenliydi.

16

Verst, 1,0668 kilometreye karşılık gelen Rus ölçü birimidir. 150 verst yaklaşık olarak 160 kilometreye karşılık gelmektedir. (ç.n.)

17

Kalıtsal soyluluk unvanı taşımayan kimse soyluluk kütüğüne kaydedilmezdi. Rus soylular Leh, Litvan, Ukraynalı, Baltık ve Kafkas soylularını birliklerine hevesle kabul ettiler.

18

On sekizinci yüzyılda Ruslar kalıtsal soylularına hâlâ Schliahetstvo diyordu. Bu sözcük artık kullanılmıyor, ayrıca Rus soylularının büyük bir çoğunluğu kalıtsal soyluluk kurumlarının Litvanya kökenli olduğunun farkında değildir.

19

Babamın müthiş arkadaşı yazar Strahov, hatıratında kendisinin Dostoyevski’yle ciddi şeyler konuşmak istediğini, onun şakalarını dinlemeyi sevmediğini çünkü kendi kanısına göre Dostoyevski’nin her zaman à la française (Fransız tarzı) bir mizah anlayışına sahip olduğunu söylemektedir. Fransız mizahının özü olan söz ve imge oyunları daha katı muhabbetleri seven yurttaşlarım tarafından pek değer görmemektedir. Strahov, Dostoyevski’nin yalnızca sohbetlerinde değil yazılarında da à la française mizah yaptığını düşünmekteydi. Hiç şüphe yok ki bu, Dostoyevskilerin zihinlerinin kalıtsal olarak Latinleşmesinin sonucuydu. yalnızca kendi akrabalarıyla görüştü. Ne bir çocukluk arkadaşı ne de babasını ziyarete gelecek eski dostları vardı.

20

Karamzin’in History of Russia (Rusya Tarihi) kitabı, babamın en sevdiği