Название | Anadolu'nun Sırları |
---|---|
Автор произведения | Kerim Kuvetli |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-605-7605-73-3 |
Ege kıyılarının bilgi ve uygarlık denizinden çıkmış, Halikarnaslı Herodot büyük bir gezgin, anlatıcı, yaratıcı ve yazardır. Günümüze kadar etkileri süregelmiş insan uygarlığının gelenek, görenek ve kültürünün kavranmasında büyük kolaylık sağlamış bu büyük yazarın kitabı, her çağda aydın kesimler tarafından okunmuş olsa da yeterince öğrenilememiş ve öneminin anlaşılamamış olması affedilmez bir hatadır. Onun eseri genel kültür bilgisini artırmak amacıyla okunması gereken temel eserler arasında olmalıdır. Çünkü Anadolu tarihi, Herodot tarihi ile başlar.
Thales ve Milet Okulu
Milet (Miletos), Ege Bölgesi’nde Aydın’ın Didim ilçesinde klasik dönemde adı Meander olan Büyük Menderes Nehri’nin hemen ağzında kurulmuş bir liman kentidir. Antik Miletos şehrinin bulunma efsanesine göre şehrin ilk yaşayanları Girit üzerinden gelmiştir. Strabon da bunu doğrulamaktadır. Anadolu’da on iki İon şehrinin kurmuş olduğu “Ionia Birliği” üyelerinden biridir.
Yunanlılar, esas itibarıyla üç kabileden meydana gelmişlerdi. Eolialılar, Dorialılar, İonialılar. Bu kabilelerden ilki, köylülerden meydana geliyordu. Dorialılar ise, daha çok asker bir kabileydiler. Nitekim bu kabileden olan Spartalılar, savaş hedeflerine göre düzenlenmiş sert bir devlet kurmuşlar, lüksten, eğlenceden ve ruh eğitiminden uzak, sert bir devlet rejimi ortaya koymuşlardı. Bu kabilelerin, düşünce tarihi bakımından, en önemli olanı İonialılardır. Felsefeyi, denizci ve tüccar bir millet olan bu İonialılar yaratmıştır. İonialıların kurmuş olduğu Antik Yunan Dünyası ilmin beşiği olmuştur. Bilgiyi, başka hiçbir çıkar gözetmeksizin, yalnız bilmek için elde etmek isteyen manevi çaba, ilkin, İonialıların yurdunda doğmuştur. 4
İonialıların bir koloni olarak kurdukları şehirlerinin anavatan Yunanistan’dan daha ileri düzeye ulaşan bu gelişimleri bir tesadüf değildir. Burada etkili olan beslendikleri kaynaklarıdır yani Anadolu coğrafyası. Kendilerinden evvel birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu kadim topraklarda büyük bir bilgi hazinesiyle karşılaşırlar. Denizci ve tüccar bir topluluk olmalarının da etkisiyle Mezopotamya ve Mısır ticaret yollarındaki etkileşimde bulundukları ulusları yakından ve detaylı gözlemlemiş, onların sahip oldukları birikimlerden faydalanmışlardır.
İşte bu İonialıların Grek kolonicilerinin gelip yerleştiği Anadolu’da kurdukları şehirlerinden olan Miletos, İonya halkı şehirlerinin merkezi olmuş ve klasik Yunanistan henüz daha yeni gelişmekte iken, sanat, ilim ve felsefe merkezi olarak parlamıştır. Doğal olarak burada önemli isimler doğmuştur. Bu isimlerin başında ise yedi bilgeler arasında olan ünlü felsefeci Thales gelir.
MÖ 6. yüzyılda Batı Anadolu’nun Miletos kentinde Thales tarafından kurulan Milet Okulu’nda felsefenin ilk adımları atılır. Başka bir deyişle felsefenin kurucusu Miletli Thales’tir diyebiliriz. Milet Okulu’nda Thales’in öğrencisi Anaximandros ve onun öğrencisi olan Anaximenes yetişir.
Thales
Bu Sokrates öncesi felsefeciler gözlemlerini dinden ayırıp, doğaya çevirirler. O güne kadar tüm doğa olayları mitoslara dayandırılarak açıklanmaya çalışılıyordu. Thales ve öğrencileri çevrelerinde olup bitenleri, doğa olaylarını kavramak ve içinde yaşadıkları toplumda sorulan sorulara cevaplar bulmak için mitolojik olan inançsal açıklamalara değil, deneysel ve gözlemsel yani daha bilimsel kavramlara yönelirler. Böylelikle kendilerinden sonra gelen Sokrates, Platon ve Aristo gibi felsefecilere öncülük etmişlerdir.
Bir anlamda Thales’le beraber mitolojiden felsefeye ve fiziğe geçilir. Thales ve öğrencileri bugün akıl dışı olarak görülen çok tanrılı olan eski Yunan dininin kurgusal tabularını yıkarak insan zekâsını ön plana çıkarmış ve ilmi yöntemlerle tabiat olgularını çözümleme çabasında olmuşlardır.
Thales’e göre her şey sudan çıkmıştır. Hayatın kaynağı, sudur. Su, canlı hayatı için şarttır. Her şey su ile ürün verir. Canlıyı meydana getiren tohumlar onun içinde gelişir. Thales suyu canlı varlıkların kaynağı (arche) olarak gösterir. Matematik ve geometri alanlarında da önemli çalışmalar yapmış ve kendi adıyla bilinen “Thales Teoremini” bulmuştur. Yunanlıları geometriyle tanıştıran kişidir.
Thales, astronomi ile ilgilenmiş ve gündönümlerini hesaplama yöntemlerine girişmiştir. MÖ 585 yılı 28 Mayıs günü gerçekleşen güneş tutulmasını bir yıl öncesinden hesaplayıp haber vermiştir. Böyle bir hesabın yapılabilmesi, ancak yüzyıllardan beri bilginin birikmiş olmasıyla mümkündü. Bu bilgi başka yerde değil Anadolu’da birikmişti ve Doğu’dan gelmişti.5
Onun ardından öğrencisi Anaximandros gelir. Anaximandros için realitenin gerçek prensibi sonsuzluktur. Ona göre, her şeyin başlangıcında bulunan, her şeyi harekete geçiren, her şeyi kuşatan bu sonsuzluk, bitmek tükenmek bilmeyen bu sınırsız şey, “Apeiron”dur. Apeiron’un kendisi belirli bir şey değildir. Çünkü her belirli olan şey, zıddının da varlığını şart koşar. Bundan dolayı, başlangıçta hiç belirlenmeye gelmeyen ve her çeşit sıfattan yoksun olan bir şey vardır. Bu belirli olmayan şeyden sonradan, zıtlar şeklinde ayrılarak bütün varlıklar ortaya çıkmıştır. İlkin, sıcak soğuk olan nitelikler, yani karanlık ve soğuk olan toprakla, aydınlık ve sıcak olan hava yahut ateş, birbirinden ayrılmıştır. Ortada bulunan toprak kütlesi, yani arz, bir ateş küresi ile çevrelenmiştir. Bu ikisinin, toprakla ateşin birleşmesinden, su meydana gelmiştir. Sudan çıkan buharlar, ateş kütlesini, ayrı ayrı yerlerinden delerek parçalara bölmüş, gökteki cisimler de bu bölünme sonucunda meydana gelmişlerdir. Güneş’in tesiri ile kuru toprak çatlayarak oyulmuştur. Isının tesiri ile bazı cisimlerin gaz haline geçmeleri sonucunda ortaya çıkan şiddetli hava hareketlerinden rüzgârlar doğmuştur. Rüzgârların yeryüzündeki çatlak ve oyuklara yaptığı basınç sonucunda da depremler ortaya çıkmıştır. Anaximandros’a göre arz, düzlem bir üstüvanedir ve âlemin merkezinde bulunmaktadır. 6
Ona göre sonsuz ve sıfatlandırılamaz varlıktan doğan her şey ölümüyle birlikte kaynağına yani yine sonsuzluğa dönecektir. Öğretilerini ilk kez kaleme almış filozoftur fakat yazdıklarından sadece çok azı günümüze ulaşabilmiştir. Anaximandros evrenin, kendi deyimiyle arche’ın düzenini açıklayan bir de “Evren Haritası” yapmıştır. Bu harita ile içinde yaşadığımız dünyanın evrendeki yerini ve evrenin planlanmış bir bütün olduğu teorisini ortaya atan ilk kişidir. Bu yönüyle de astronominin babası olarak kabul edilir.
Milet Okulu’nun üçüncü ve son temsilcisi Anaximandros’un öğrencisi olan Anaximenes’tir. O kendi arche’ına havayı koyar. Ona göre ilk madde havadır. Anaximenes, “Bir hava (soluk) olan ruhumuz -psykhe- bizi nasıl ayakta tutuyorsa, bunun gibi, bütün evreni de (kosmos) soluk ve hava sarıp tutar,” diyor. Böylece, ruh kavramı felsefede ilk defa olarak ortaya çıkmış oluyordu.
Miletos (Maket) Pergamon Museum – Berlin
Anaximenes sonraları dört temel öge olarak
4
Doç. Dr. Kamıran Birand, İlk çağ Felsefesi Tarihi, s. 7
5
Halikarnas Balıkçısı, Anadolu’nun Sesi, s. 57
6
Doç. Dr. Kamıran Birand, İlkçağ Felsefesi Tarihi, s. 14