Название | Yetişkinler İçin Ergen Rehberi |
---|---|
Автор произведения | Josh Shipp |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-605-70076-5-0 |
Sonraki sene Matt19 elli sekiz öğrenciye AP İngilizce öğretti. Mayıs ayında hepsi sınava girdiler. Sınavda 1-5 arası not veriliyor, 3 ya da üstü geçmeye hak kazanıyordu. 4 veya 5 notlarının hepsi koleje girme ortalamasını garanti ediyordu. Matt’in elli sekiz öğrencisinden sadece on tanesi sınavı geçti.
Bu, yüzde 17 geçme oranı demektir.
Matt herkesin eleştirilerinin hedefi oldu. Bu sayılardan hoşlanmayan bölge ofisinin bile. “Neden önümüzdeki yıl daha küçük bir AP İngilizce sınıfı açmıyoruz?” dediler. “Bu başarısızlık oranı hiç iyi görünmüyor.”
Matt alışkanlığı olduğu üzere karşı çıktı.
“Başarısızlık mı? Başarısızlık! Öğrencilerimin bu yıl neden AP İngilizce sınavını geçemediğini biliyor musunuz?” diye sordu. “Geçemediler çünkü elli sekiz öğrencimden otuz beşi, büyüdükleri evlerde İngilizceden başka bir dil konuşuyor. Onlar anadili İngilizce olmayan çocuklar. Ve sınavın serbest yanıtlı bölümünün 2. kısmında, William Blake’in 1794’te yazdığı bir şiiri vardı. 1794’te! O dönemdeki İngilizce dili benim anadili İngilizce olmayan çocuklarımın anlayamayacağı kadar eski çünkü İngilizce çok fazla değişti.
“Ama modern şairlerden modern şiirlerin yer aldığı 1. ve 3. bölümü geçtiler. İşte veriler burada. Geçtiler. Yani geçen sene AP İngilizcede öğrenci sayımız koskoca bir sıfırken, bu yıl elli sekiz öğrencimiz vardı ve hepsi de bu sınavın bir noktasında, bir şiiri ya da nesri analiz eden üniversite seviyesinde bir makale yazıp geçer not aldılar.
“Okuldan sonra geç saatlere kadar kalan, takımlar halinde Frost’un, Dickinson’ın ve Langston Hughes’un şiirlerini didik didik inceleyen elli sekiz öğrencim vardı. Bu yıl beş klasik roman okuyan ve beşini birden anlayan elli sekiz öğrencim vardı. İkinci seneleri için kolay olanı seçmeyip, bunun yerine kendilerini üniversite seviyesinde öğrenciler olmaya zorlayan elli sekiz öğrencim vardı. Zihinlerini öğrenmeye zorlayan elli sekiz çocuğum vardı. Bu başarısızlık değil. Bu çok büyük bir başarı. Ve önümüzdeki yılın programında üç AP İngilizce sınıfına yer açılmasını istiyorum, çünkü ihtiyacım olacak.”
Matt istediğini alacaktı. Açılan AP sınıflarının ve AP kurslarına gidecek öğrenci sayılarının artması amacıyla daha yaygın bir talep oluşturmak için okuluyla ve bölgesiyle görüşmeler yaptı. Sonraki yıllarda sınavı geçme oranları birazcık daha arttı ama fazla değil. Ama Matt için bunun önemi yoktu.
Her yıl mezuniyet töreninde son sınıf, tören sırasında platformda mezunlara eşlik etme onuru verilen dört öğretmenden biri olarak Matt’i seçiyor. Çünkü onun hedeflediği sonuç, yüzde 17’lik sınavı geçme oranı değil. Matt sonuçlara asla odaklanmamıştı. O çaba göstermenin, ekip çalışmasının, kendilerini eğitimlerine adamalarının, sorumluluğun, sorun çözmenin ve büyük, zorlu bir görev karşısında yılmamanın nottan daha önemli olduğunu öğrencilerinin görmesine odaklanmıştı.
Ve bu, öğrencilerin asla unutmayacağı bir dersti.
Hayati hatalar bir insanın yaşamını önemli ölçüde aksatan başarısızlıklardır. Kişinin potansiyeline ciddi zararlar verirler. Hayati hatalar, bunları bir kez yaptığınızda başarılı olma şansınızı yok eden (veya şansınızı istatistik ihtimal olmaktan çıkacak bir noktaya getirecek kadar ciddi biçimde engelleyen) yaşamdaki durumlardır. İyi koçlar da bu hayati hatalardan bahseder çünkü bunlar bütün oyuncuları için söz konusu olabilen, trajik tehlikelerdir.
Ergenlerin anne babalarının bazen çıldırmasının bir nedeni vardır. Çünkü ergenler bir hayati hatayla sonuçlanabilecek seçimler yapma becerisine sahiptir.
Birkaç yıl önce National Center for Policy Analysis (Ulusal Sigorta Analizi Merkezi), en son ABD Nüfus verilerine göre geliri yoksulluk seviyesinin altında olan evlerde yaşayan otuz bir milyon Amerikalıyla bir araştırma yaptı.20 Bir sigorta danışmanı verileri derinlemesine inceledi ve bu koşullardaki bir insanın şu üç şeyi yaparsa uzun vadeli çok büyük yoksulluktan kaçınma şansının yüzde 80’den fazla olduğu sonucuna ulaştı:
1. Liseden mezun olmak.
2. Evlenmek için en az yirmi bir yaşına gelmeyi beklemek.
3. Çocuk sahibi olmak için önce evlenmeyi beklemek.
Eğer bir insan bu üç şeyden sadece birini bile yapmazsa rakamlar sapar ve o kişinin artık uzun vadeli yoksulluk içinde yaşama ihtimali neredeyse yüzde 80’dir.
Demek istediğim, parasal sıkıntının telafi edilemez bir zorluk olduğu değil. Yani parasal sıkıntı gerçekten zor ve insan gelişimine büyük ket vurduğunu araştırmalardan biliyoruz. Eğer ergenleri başarıya yönlendireceksek, onların en iyi yolu bilmesini isteriz – bu da onları bu yoldan nelerin uzak tutabileceğini konuşmak anlamına gelir.
Değer verdiğiniz o ergeni düşünün. Ne pahasına olursa olsun uzak durması gerektiğini anlamasını istediğiniz bazı hayati hatalar neler? Belki ergenlik hamileliği. Uyuşturucu kullanımı. Alkollüyken araç kullanma. Eğitimini mahvetme. Kötü arkadaşlar edinme. Bu şeyler konusunda ergen çocuğunuzla açık açık ve dürüstçe konuşmaya başlamanız gerek.
Vivian lisede biyoloji öğretmeni ve her yıl, mezuniyet balosundan önceki cuma günü, özel bir ders için derslerini yirmi dakika erken bitirir. Vivian projektörle beyaz tahtaya kendi mezuniyet balosunda çekilmiş bir fotoğrafını yansıtır. Çocuklar Vivian’ın saç modeli ya da ne kadar genç göründüğü konusunda yorumlar yapmaktan keyif alır. Dinozorlar arasında yaşamanın neye benzediğine dair şakalar yaparlar. Ve sonra Vivian budaklı, yaşlı bir meşe ağacının fotoğrafını gösterir, büyük ve kalındır, rüzgârlı bir taşra yolu gibi görünen bir yerin kenarında, yaklaşık iki buçuk metre yüksekliğinde dikilmektedir. Vivian daha sonra öğrencilerine –alt ve üst sınıflardakilerin hepsine– o ağacın kendisi için neden önemli olduğunu anlatır.
Vivian lise birinci sınıftayken Noah adında bir genç adam onu mezuniyet balosuna davet etti. Noah, Vivian’ı ve arkadaşlarını mezuniyet balosuna götürmek için babasının arabasını alma iznini bir şekilde koparabilmişti. Üstelik bu sıradan bir araba değildi. Üstü açılabilen bir 1956 Chevy Bel Air’dı, elma şekeri kırmızısıydı, 1978 Chevy Corvette V8 430 hp motoru vardı. Çok güzel bir arabaydı.
Noah başka iki arkadaşlarıyla beraber Vivian’ı bu arabayla aldı. Harika bir gece geçirdiler ve Noah, Vivian’la arkadaşlarını bıraktıktan sonra arka yollara sürdü. Gaza iyice basıp arabanın neler yapabileceğini görmek istemişti. O yollardan baş döndürücü bir hızla geçti, ileride yol üstünde bir tümsek vardı, Noah ona çarpıp uçtu, muhtemelen nefes bile alamadı. Yol üstündeki küçük tümseğe 110 km/s’ten yüksek bir hızla çarptı. Ama sonra kontrolünü kaybetti ve o yaşlı meşe ağacına çarptı. 110 km/s’ten birdenbire 0 km/s’e düşmenin yarattığı etkiyle Noah’ın emniyet kemeri bir tel gibi içinden geçti. Ambulans çalışanları onun
19
Matt’in, ona bir mentor öğretmen atayan, hatta emekliliğini bırakıp gelen üstün yetenekli bir İngilizce öğretmeniyle iletişime geçmesini sağlayan harika bir müdürle çalıştığını söylemezsem eksik anlatmış olurum. Bu daha deneyimli eğitmenlerin her ikisi de Matt’in yapmaya çalıştığı şeyi anladı ve daha iyi bir öğretmen olabilmesi için onunla her hafta görüştü.
20
“How Not to Be Poor”, National Center for Policy Analysis, erişim: 8 Mart 2017, http://www.ncpa.org/pub/ba428#sthash.3u5nIAMJ.dpuf.