• Mehmet Güleryüz “’Resmin sorunları yerine, parasal ederi ve getirisi” • Hüseyin Cevahir’in gözden kaçmış değerlendirmesi • İrlanda edebiyatı: Asi ruhların yurdu İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Aralık’ta yayımlanan 19. sayısının kapak konusu, Bağımsız sanat, hoşgörüsüzlük ve telif hakları başlığını taşıyor. Sanat ve edebiyatta bağımsız ve ticari olmayan inisiyatifler üstüne uygulanan baskı, yasak ve sansür uygulamaları ile edebiyatta 70 yıllık telif haklarının yanlışlığı üstüne, farklı bakış açılarının ele alındığı bölüm, yeni tartışmalar yaratmaya aday. Çağdaş Türk resminin büyük ustalarından Mehmet Güleryüz ile yapılmış söyleşi Notos’un bu sayısının en ilgi çekici bölümlerinden. Mehmet Güleryüz, resim ve sanat dünyasına ilişkin söylenmemiş sözler ediyor, eleştiriler getiriyor. Zafer Şenocak da bu sayının ikinci söyleşisinde yurt dışında iki kimlikli bir yazar gibi yaşamanın sorunlarını ve edebiyat anlayışını anlatıyor. Notos bu sayıda sürpriz bir belgeyi hatırlatıyor. 1968 kuşağının önde gelen kişiliklerinden Hüseyin Cevahir’in Nisan 1968’de yayımlanan “Kalın Çizgilerle Edebiyatımızın Dünü” adlı yazısı, edebyatımızın geçen dönemlerine ilişkin önemli yorumlar ve saptamalar içeriyor. İrlanda edebiyatı ve öykücülüğü de Notos’un bu sayısının “Günlerin Getirdiği” bölümünü oluşturuyor.
• Sema Kaygusuz ile Yüzünde Bir Yer üstüne • Julio Cortázar: “Hayat bana kimsesiz bir ada, kimsesiz bir oda olabilir.” • Gözden kaçmış kitaplar… İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Ekim’de yayımlanan 18. sayısının kapak konusu, Yaşar Kemal-Edebiyatımızın büyük gurur kaynağı başlığını taşıyor. Yaşar Kemal’in yazdıkları üstünde bugüne dek yeterince durulmadığı düşüncesine dayanarak hazırlanan dosya, Emin Özdemir, A. Ömer Türkeş, Feridun Andaç, Hande Öğüt, Lütfi Özgünaydın, Deniz Gündoğan, Hülya Soyşekerci’nin yazılarından oluşuyor. Edebiyatımızın yeni kuşaklarının değerli yazarlarından Sema Kaygusuz ile yeni romanı Yüzünde Bir Yer üstüne yapılan söyleşi de Notos’un bu sayısının öne çıkan bölümlerinden. Sema Kaygusuz hem yeni romanını, hem de bugüne dek yayımlanan kitaplarından çıkarak, edebiyat anlayışını anlatıyor. Julio Cortázar ile yapılmış söyleşi de Notos’un nitelikli edebiyatı yakından izleyip öne çıkaran tutumunu güçlendiriyor. Notos bu sayıda gözden kaçan kitapları da hatırlatıyor. Bazen okunmalarındaki güçlükler ve yayımlandıkları zamanın okuma kültürüne ters düşmeleri yüzünden, bazen de kendi dışlarındaki çeşitli siyasal, toplumsal nedenlerle gözden kaçan kitaplardan bir bölümü, bu sayının “Günlerin Getirdiği” bölümünü oluşturuyor.
• Metin Yeğin: “Programım, yeryüzünün lanetlilerinin programı.” • Lal Laleş ile Kürt edebiyatı ve şiir • Bodrum’un Kültür Sanat Haritası İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Ağustos’ta yayımlanan 17. sayısının kapak konusu, Edebiyatımızın önünü açacak yollar başlığını taşıyor. “Kalıpların dışına çıkmak için hangi yeni biçimler denenebilir?” sorusu çevresinde, bugüne dek gündeme getirilmemiş bir yazınsal sorunu ele alan Notos, edebiyatımızın yakın geleceğine ışık tutacak yazınsal arayışları, biçimleri, deneysel edebiyatın sınırlarını tartışıyor. Hasan Bülent Kahraman, Deniz Gündoğan, Cem Akaş, Faruk Duman, Hande Öğüt, Cem Uçan, Özcan Doğan, Kaya Genç, Özcan Türkmen, Cihan Serdar Kızılcık, Ömer Ayhan, Semih Gümüş’ün yazılarıyla. Sıra dışı bir gezgin olan Metin Yeğin de, Latin Amerika başta olmak üzere, dünyanın çok çeşitli yerlerine yaptığı gezileri, yaşadıklarını, yaptıklarını Notos’a anlattı. “Programım, yeryüzünün lanetlilerinin programı,” diyen Metin Yeğin, dolaştığı yerler için yaptığı belgesel filmlerle farklı kültürleri bizim dünyamıza taşıyor. Şair, çevirmen, yayıncı Lal Laleş ile kendi şiiri ve Kürt edebiyatı üstüne yapılan söyleşi de derginin bu sayısının özel bölümlerinden. Notos’un bu sayısında her zaman yaz mevsiminin odak noktasına kurulan Bodrum’un kültür ve sanat mekânlarını tanıtan Bodrum’un Kültür Sanat Haritası da var. Bölüm, Bodrum’da yaşayan ressam Turan Erol ile yazar İlker Karakaş’ın gözlemleriyle tamamlanmış.
• Enis Batur: “Basamaklar ağır ağır kat edilirdi.” • Roman yargılanıyor. “Diyanet’in raporu bardağı taşıran son damla oldu.” İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Haziran’da yayımlanan 16. sayısının kapak konusu, Türk sineması Türk romanın önüne mi geçti? başlığını taşıyor. Son yıllarda yazılan romanların, son yıllarda yapılan filmlerin gerisinde kaldığı biçimindeki düşünceler gitgide daha çok dile getirilmeye başladı. Doğruluğu ya da yanlışlığı bir yana, tartışılması nitelikli bir katkıya dönüşecek bir soru bu. Notos, bu soru çevresinde sinemacılarla edebiyatçıların düşüncelerini bu sayının kapak konusuna dönüştürdü. Selim İleri, Mehmet Güreli, Tunca Arslan, Özcan Alper, Mehmet Açar, Şükren Yücel, Cemil Kavukçu, Hande Öğüt tartışıyor. Edebiyatımızın sıra dışı yazarlarından Enis Batur, edebiyatın dışına taşan soruları gene kendi üslubu içinde yanıtlıyor. Bir yandan, “Ben kendi sorunlarına gömülmüş biriyim,” diye açıklıyor şimdiki durumunu, öbür yandan kuşaklar arasındaki tutumlara, “Basamaklar ağır ağır kat edilirdi,” yaklaşımıyla eğiliyor. Nedim Gürsel’in Allah’ın Kızları romanı hakkında dava açılması da Notos’un bu sayısının konularından. Nedim Gürsel’in görüşleri yanı sıra, TYS Başkanı Enver Ercan ile PEN Başkanı Tarık Günersel yazar örgütlerinin tutumunu açıklıyor.
• Margaret Atwood küresel krizi yorumladı “Hep ben, ben, ben dönemi bitti.” • Zoraki Yahudi Roni Margulies anlattı Türkiye’de Yahudi olmak • Okur gözüyle Masumiyet Müzesi İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Nisan’da yayımlanan 15. sayısının kapak konusu, Dostoyevski başlığını taşıyor. Kimilerine göre “dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarı”, kimilerine göre “gerçek bir deha” olarak görülen Dostoyevski üstüne dergilerde yapılmış en kapsamlı çalışma olduğu belirtilen dosyada, René Wellek, D.H. Lawrence, Demir Özlü, Irwing Howe, Sabri Gürses, Georg Lukács, A. Ömer Türkeş, Marcel I. Weinreich’ın yazıları, Dostoyevski üstüne görüşler ve Dostoyevski’nin “Çam Ağacı ve Düğün” adlı öyküsü yer alıyor. Günümüz Kanada edebiyatının ilk akla gelen yazarı olan Margaret Atwood ile küresel kriz üstüne yapılmış söyleşi de Notos’un 15. sayısının ilgi çekici bölümlerinden. “Hep ben, ben, ben dönemi bitti,” diyen Atwood’un ABD’nin ekonomi-politiklarına yönelttiği eleştiri ve kriz yorumu, entelektüel yazar tutumunu örnekliyor. Derginin bu sayısında, “Türkiye’de Yahudi Olmak” sorununu Roni Margulies ilginç gözlemleriyle anlatıyor. Ayfer Tunç ile son romanı üstüne söyleşi ve İnci Aral’ın “Yanılsama ve Fantazya” başlıklı yazısı da öne çıkan öteki bölümler.
• Milan Kundera ile söyleşi • Mehmed Uzun ve bir Doğu dilinin diriltilmesi • Süryani Edebiyatı: Bilinmeyen bir edebiyatın binlerce yıllık geçmişi İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Şubat’ta yayımlanan 14. sayısının kapak konusu, Edebiyatımızda geleceğin ustaları başlığını taşıyor. Notos’un her yıl Şubat sayısında sonuçlarını yayımladığı büyük soruşturmaların üçüncüsünün konusunu oluşturan Edebiyatımızda geleceğin ustaları, gelecekte geçmişin ustalarıyla aynı düzeyde anılmaya aday olan yeni kuşak yazarlarının kimler olabileceği sorusuna dayanıyor. Edebiyatımızda geleceğin ustaları arasında adları öne çıkan 25 yazar Notos’un soruşturmasının sonucu olarak açıklanıyor. Notos’un 14. sayısında yer alan, Mardin Süryani kilisesi papazı Gabriyel Akyüz’ün Süryani Edebiyatı üstüne tanıtım yazısı, bugüne dek doğru dürüst bilinmeyen bir edebiyatın binlerce yıllık geçmişi hakkında somut bilgiler veriyor. Derginin bu sayısında, Avrupa edebiyatının en önemli yazarlarından Milan Kundera ile roman sanatı üstüne yapılmış kapsamlı bir söyleşi yer alıyor. Notos’taki ikinci söyleşi de genç yazar Kaya Genç ile, yeni yayımlanan Macera romanı sütüne yapılmış. Yasemin Yazıcı’nın Avignon Festivali, Z. Heyzen Ateş’in Portekiz izlenimleri de Notos’un bu sayısındaki gezi yazıları. Mehmed Uzun’un romanları üstüne Lal Laleş’in yazdığı yazı da, Mehmed Uzun’un Kürt edebiyatı ve Kürtçeye yaptığı katkıyı tartışıyor.
• Büyücü’ye yolculuk: Romanın düş dünyasının izinde • Ergün Gündüz Edebiyatla çizerlerin buluştuğu gün… • Ümit Ünal ile Gölgesizler filmi İki aylık edebiyat dergisi Notos’un Aralık’ta yayımlanan 13. sayısının kapak konusu, Erotik Edebiyat başlığını taşıyor. “Erotizm, edebiyatın doğuşundan bugüne, sözün ve sözcüklerin iskeletini dolduran, yaratıcılığı kamçılayan, okurun yanından ayrılmadığı, hayattır,” sözleriyle sunulan Erotik Edebiyat bölümünün yazarları Ferit Edgü, Fatih Özgüven, Müge İplikçi, küçük İskender, Faruk Duman, Hande Öğüt. Notos’un Aralık sayısında, Frankfurt Kitap Fuarı’nın Ardından “Artılar eksilerden çok değildi” yorumuna ağırlık veren değerlendirmeler de bir bölümde toplanmış. Derginin bu sayısında, Türkiye’de resimli romanın ilk akla gelen ustalarından Ergün Gündüz ile resimli roman ve edebiyatla ilişkisi üsüne kapsamlı bir söyleşi yer alıyor. Hasan Ali Toptaş’ın Gölgesizler adlı romanının filmini yapan yönetmen Ümit Ünal ile yapılan söyleşi de, Gölgesizler’den çıkarak sinema ve edebiyat ilişkisi üstüne özgün bir bakış açısı getiriyor. John Fowles’un Büyücü romanı üstüne, romanın çevirmeni Meram Arvas’ın yazdığı “düşsel bir yolculuk” yazısı da bu sayının öne çıkan bölümlerinden.
• Patafizik ve Edebiyat • Çocuğunuzu kitapçıya götürüyor musunuz? • Çocuklar İçin 20 Kitap Önerisi İki aylık edebiyat dergisi NotosÖykü’nün Ekim’de yayımlanan 12. sayısının kapak konusu, Kafka, Bir efsanenin doğuşu başlığını taşıyor. Dünya edebiyatının sıra dışı yazarlarının başında gelen Kafka’nın 125. doğum yılı nedeniyle hazırlanan bölümün yazarları Demir Özlü, John M. Grandin, Oğuz Demiralp, Nedim Gürsel, Ahmet Cemal, Şavkar Altınel, İlknur Özdemir, Pierre Dumayet, Hande Öğüt, Sezer Duru. NotosÖykü’nün Kafka sayısı, bu konuda hazırlanmış az sayıdaki kaynaktan biri olmaya aday görünüyor. NotosÖykü’nün Ekim sayısında, ’Patafizik ve Edebiyat ile Çocuğunuzu kitapçıya götürüyor musunuz? konuları da öne çıkıyor. Çocuklar İçin 20 Kitap Önerisi de bu sayının ilgi çekecek sayfalarından. Derginin bu sayısının söyleşileri ise, Ekim ayında Türkçede Tekno-Mağara’nın Ötesi adlı romanı yayımlanacak olan Amerikan muhalif yazar Harold Jaffe ve yayımlandıktan sonra çevresinde yeni bir tartışma yaratmış Kayıp Gölgeler Kenti romanı üstüne Nazlı Eray ile.
İki aylık edebiyat dergisi NotosÖykü’nün Ağustos’ta yayımlanan 11. sayısının kapak konusu, Türkiye’de bir Kürt edebiyatı var mı? başlığını taşıyor. Türkiye coğrafyasında yeni bir oluşum süreci yaşayan genç Kürt edebiyatının durumunu sorgulayan bölüm, bugüne dek en kapsamlı biçimde NotosÖykü’nün bu sayısında ele alınıyor. Bölümün yazarları Lal Laleş, Şener Özmen, Muhsin Kızılkaya, Îrfan Amîda, Selim Temo, Abidin Parıltı, Dilawer Zeraq, Firat Cewerî, Kawa Nemir, Şeyhmus Diken, Yunus Eroğlu, Remezan Alan, Yaqob Tilermenî, Semih Gümüş. NotosÖykü’nün Ağustos sayısının ikinci konusu Fanzin: Ötekinin sesi. Edebiyat ve kültür yaşamının arka sokaklarının yayıncılığı olarak dirençle yaşayan fanzinleri, sorunlarıyla ele alan bölüm Altay Öktem ile yapılan söyleşiyle açılıyor. Can Sıkıntısı, kargamecmua, SoluCan, duende de konuklar. Derginin bu sayısının ilk söyleşisi de Mehmet Yaşin ile. Mehmet Yaşin dünyanın uçlarına yaptığı yolculukları ve “lezzet durakları”nı anlatıyor; gazetecilik, yayıncılık deneyimlerini paylaşıyor, mutfaktan bilgiler veriyor. NOTOSÖYKÜ AĞUSTOS-EYLÜL 2008, 11 • Kapak tasarımı: Mehmet Ulusel
• İyi bir kitaplık nasıl kurulur? • Yaşar Kemal’in bilinmeyen öyküsü • ekşi sözlük kültürü İki aylık edebiyat dergisi NotosÖykü’nün Haziran’da yayımlanan 10. sayısının kapak konusu, İyi bir kitaplık nasıl kurulur? başlığını taşıyor. Kitapla, okumakla, edebiyatla doğrudan ilgili bölüm, Murat Belge, Faruk Duman, Şavkar Altınel, Oğuz Demiralp, Mehmet Ulusel’in yazıları ve Doğan Hızlan, Nüket Esen, Turgut Çeviker’in “iyi bir kitaplıkta bulunması zorunlu yirmi kitap” önerilerinden oluşuyor. NotosÖykü’nün Haziran sayısının ikinci konusu ekşi sözlük kültürü. Yeni bir gençlik kültürü olarak değerlendirilen ekşi sözlük kültürü, içerden ve dışarıdan yazarların yorumları ve görüşleriyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla değerlendiriliyor. Derginin bu sayısının söyleşileri de Zeki Demirkubuz ve Özcan Karabulut ile. Zeki Demirkubuz sinema ve edebiyat ilişkisiyle kendi sinema anlayşışını anlatıyor. Özcan Karabulut ile söyleşinin asıl konusu da, yazarın yeni yayımlanan Amida, Eğer Sana Gelemezsem romanı çevresindeki olası tartışmalar.