Название | Boşnak Alhamiyado Edebiyatı |
---|---|
Автор произведения | Aksoy Ömer |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6853-89-8 |
Osmanlı Dönemi’nde Lale Devri ile başlayan Tanzimat Fermanı akabinde resmî bir devlet politikasına dönüşen Batılılaşma macerası ile Avrupa’daki edebî ve kültürel hayat Osmanlı şair ve yazarları tarafından Osmanlı kültürel hayatına uyarlanmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nde İstanbul merkezli edebî ve kültürel gelişmeler imparatorluğun bir parçası olan Bosna Hersek ve Boşnakları da etkisi altına almıştır. Avusturya-Macaristan’ın 1878 yılında Bosna Hersek’i ilhakı ile birlikte sosyal ve kültürel hayat yeni bir ivme kazanmıştır. Bu değişim Boşnak edebiyatını da doğrudan etkilemiştir. Öncelikle Arap harfleri 20. yüzyılın başlarından itibaren tamamen terkedilmiş, bunun yerine Latin alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Latin harfleri ile ilk edebî eserler Mehmet Bey Kapetanoviç Lyubuşak öncülüğünde kaleme alınmıştır. Ilk olarak 1883 yılında Risale-i Ahlak adlı eserini Latin harfleri ile yayımlamıştır.60 Daha sonra 1887 yılında yayımladığı Narodno Blago (Halk Hazinesi) adlı derleme çalışması, Lyubuşak’ın çocukluğundan itibaren toplamaya başladığı başta atasözleri ve deyimler olmak üzere Boşnak sözlü kültür ürünlerini içermektedir.61 Kapetanoviç bu tarz edebî çalışmaları ile Boşnak toplumunun Batı ile Doğu arasındaki arabuluculuk rolünü üstlenmiştir. Boşnakların, Avrupa kültür ve yaşam biçimine ayak uydurma gereksinimlerini vurgulamak adına 1891 yılında çıkan Boşnak dergisinde aktif olarak görev almıştır. Bu ve dokuz yıl sonra (1900) çıkmaya başlayan Behar dergisi etrafında toplanan şair, yazar ve entellektüeler, gerçekte çağdaş Boşnak edebiyatının temellerini atmışlardır. Bunlar arasında Safvet Bey Başagiç, Ethem Mulabdiç, Osman Nuri Haciç, Avdo Karabegoviç, Hasanbegoviç, Osman Cikiç, Salih Kazazoviç ve Musa Çazim Çatiç gibi isimler yer alır. 1903 yılında kurulan Behar kültür-eğitim cemiyeti de Avusturya-Macaristan egemenliği altındaki koşullarda, yeni eğitim, kültür, edebiyat ve sanat ile alakalı gelişmeleri desteklemesi noktasında önemli bir rol üstlenmiştir.62
20. yüzyılın başlarına rastlayan dönem, siyasi olarak Türk hâkimiyetinin tamamen ortadan kalktığı, Boşnak toplumunun artık tamamen Batı’ya adapte olma zaruretini hissettiği bir dönem olmuştur. Osmanlı tarzında eğitim veren kurumlar yerini tamamen Batı tarzında eğitim veren modern eğitim kurumlarına bırakmıştır. Türkçe ve Arapça, sadece ağırlıklı olarak dinî eğitim vermek ve Bosna Hersek’teki Müslüman din adamı eksikliğini gidermek amacıyla faaliyetlerine izin verilen medreselerde okutulmuştur. 1945 yılında ise Saraybosna’daki Gazi Hüsrev Begova dışındaki tüm medreseler kapatılmış, Türkçe eğitimi sadece bu medresede devam ettirilmiştir.63 Yabancı dil olarak artık Almanca başta olmak üzere Batı dilleri eğitim kurumlarında öğretilmeye başlanmıştır. Bu durum, edebiyatın ve sanatın gelişimini de etkilemiştir. Türkçe, Arapça ve Farsça eser verme geleneği tamamen ortadan kalktığı gibi Boşnak dilinde verilen edebî eserlerde Batı çizgisi takip edilmiştir.
Bu geçiş döneminde batılılaşmayı gaye edinen Boşnak entellektüeller uzun yıllar Avusturya-Macaristan hâkimiyetinde yaşayan Hırvatistan’ın ve Hırvat edebiyatının etkisi altına girdiler. Batılı anlamda edebiyat Hırvat yazarlardan öykünülerek gelişti. Daha sonra ise kısmen Sırp yazarlar da Boşnak entellektüelleri etkilemiştir. Osmanlı kültür ve edebiyatının etkisinin azalmaya başladığı bu dönemde, Doğulu düşünce bilincinden kolay kolay vazgeçememelerine rağmen Boşnak yazarlarının yapıtlarında çoğunlukla tema ve içerik bakımından Batılı etkiler belirgin şekilde görülmeye başlanacaktır.64
1. BÖLÜM
ALHAMİYADO EDEBİYATI
1.1. Alhamiyado Edebiyatı Literatürü
Alhamiyado edebiyatı ile alakalı bilgi veren çalışmaların tarihine kısaca göz attığımızda ilk kez Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde alhamiyado edebiyatı ile alakalı bilgilere ulaşırız. Evliya Çelebi’nin 1660 yılında Bosna Hersek’te iken karşılaştığı ve seyahatnamesinde tanıttığı Muhammed Hevaî’nin manzum sözlüğü Potur Şahidi dışında bu dönemde Alhamiyado edebiyatı sanatçıları ve eserleri ile alakalı bilgi veren kaynak yoktur. Evliya Çelebi’den itibaren yaklaşık 200 yıl boyunca alhamiyado edebiyatı ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. 1850’li yıllardan itibaren bu gelenek yabancı araştırmacıların dikkatini çekecektir. Bosna’da Rus konsolosu olarak görev yapan Polonya asıllı Aleksandar Hilferding 1859 yılında kaleme aldığı Putovanje po Hercegovini, Bosni i Staroj Srbiji (Bosna, Hersek ve Eski Sırbistan Seyahati)65 adlı eserinde Bosna Hersek’te yaşayan Müslümanların Hristiyanlardan daha eğitimli olduğunu, her Müslüman yerleşim yerinde okulların olduğunu ve burada eğitim gören Müslümanların kendi dillerinde Türk alfabesini kullanarak şiirler yazdıklarından bahsetmektedir.66 Hilferding gibi Saraybosna’da konsolos olarak görev yapan Alman Otto Blau 1868 yılında yayımladığı eserinde alhamiyado edebiyatının farklı yönlerini tanıtmıştır. Bosna’da kaldığı süre zarfında Boşnak edebiyatı ile alakalı edimleri hakkında eserinde oldukça bilgi vermiştir. Bu eserinde ayrıca Hevai’nin sözlüğünden, Boşnakça atasözlerinden ve Duvanjski arzuhal, Pismo kadije Hasana svome Bratu adlı iki alhamiyado şiirinden bahsetmiştir. 67
1869 yılında Sırp araştırmacı Stoyan Novakoviç, Otto Blau’nun eserinden hareketle Glasniku Srpskog učenog društva adlı dergide kaleme aldığı Prilozi k istoriji srpske književnosti (Sırp Edebiyat Tarihine Ekler) adlı makalesinde mimariden, Boşnak halkın geleneklerine ve alışkanlıklarına kadar Türk kültürünün Boşnak halkın yaşantısına olan etkisini vurguladıktan sonra sadece Türk dili ve edebiyatının kendi dil ve edebiyatlarına olan etkisi üzerinde meseleyi sınırlandırmıştır. Boşnak dilinin sadeliğine ve ahengine vurgu yaparken Hevai’nin sözlüğü Potur Şahidi’ni, Abdul Mustafa Bosnevî’nin Ah moje Milo, gdje si bilo şiirlerini örnek göstermiştir. Bu şiirler içerisinde geçen Türkçe menşeli sözcüklerin Boşnakça karşılıklarını vermiştir. Bu makalede Duvanski Arzuhal şiiri ve makalenin sonunda alhamiyado şairi Kadı Hasan’ın şiirlerinin önemli bir kısmı yayımlanmıştır.68
Bosna Hersek’te 1860’lı yıllarda ilk kez matbaanın kurulması ile daha önce el yazması olarak terkip edilen ve bu sebepten varlığından çok daha geç dönemlerde haberdar olunan alhamiyado edebiyatı eserleri, az da olsa kitap olarak basılma imkânı bulmuştur. Alhamiyado edebiyatında yayımlanan ilk eser olarak daha önce 1865 yılında İstanbul’da basılmış olduğu tahmin edilen Omer Hazim Humo’nun dinî-tasavvufi bir karaketere sahip olan ve içerisinde duaların ve din konulu şiirlerin yer aldığı Sehletül Vüsul adlı eseri ilk kez 1875 yılında Saraybosna’da basılır. Yine bu dönemde başlayan sözlü kültür ürünlerinin kayıt altına alınma faaliyetleri esnasında Boşnak halk şairleri tarafından tarihin çeşitli dönemlerinde yazılan ve zaman içerisinde Boşnak halkı arasında kulaktan kulağa yayılan anonim ve telif birçok halk şiiri derleme koleksiyonları içerisinde yer almıştır. Bunlardan en meşhurları içerisinde 1888 ve 1896 yıllarında basılan Mehmed-beg Lyubuşak’ın koleksiyonları yer alır. Bu koleksiyonlar içerisine bu şekilde kayda geçirilmiş çok sayıda alhamiyado edebiyatı ürünü mevcuttur. 1888 yılında yayımlanan Narodno Blago (Halk Hazinesi) adlı eserde Ljubişak Jusuf beg Çengiç’in Avdija adlı şiirini ve Duvanjski Arzuhal
59
Enes Kujundžić,
60
Dževad Jahić, Senahid Halilović, Ismail Palić,
61
Mehmed Beg Kapetanović Ljubušak,
62
Fahri Kaya, “Boşnak Edebiyatı”, s. 144.
63
Bosna savaşının sona ermesinin ardından Yugoslavya zamanında kapatılan 5 medrese tekrardan açılmıştır. Günümüzde bu medreselerin müfredatında seçmeli ders olarak Türkçe dersi yer almaktadır.
64
20. Yüzyıl Boşnak edebiyatı ile alakalı ayrıntılı bilgi için bk. Fahri Kaya, “Boşnak Edebiyatı”, s. 134-156.
65
Aleksandar Hilferding,
66
Aleksandar Hilferding,
67
Otto Blau,“Bosnischturkische Sprachdenkmaler”,
68
Stojan Novaković, “Prilozi istoriji srpske književnosti , IV. Srbi Muhamedovci i Turska pismenost“,