Название | Yara |
---|---|
Автор произведения | Mehmet Rauf |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6865-94-5 |
Saniha: Otuz altı…
Atiye: Öyle ya, yazık değil mi sana? Yarın kocaya varsın, yüzünü gösterirse yüzüme tükür! Evlat değil mi? Hangisinden hayır gelmiş ki… Hepsi de keyfinin havasında… Ne ana tanıyan var ne baba! Ne şefkat var ne insaf! Sen kendini o şımarığın heveslerine bağışla, didin, öl. Göreceksin, bak bir para edecek mi?
Saniha: Ben ondan bir fayda görmek için değil, anlatamayacağım bir ihtiyaç ile kendimi ona bağladım. Hangi ana evladından kazanç bekler? Bu bir fedakârlık olsa bile bunu zevk ile yüreğimin, ruhumun zoruyla sevine sevine yapıyorum…
Atiye: Analık için belki hakkın vardır… Ana olmadığım için ben anlamıyorum… Fakat hiç hoşlanmadığım şey bu hoppalık, bu soğuk şımarıklıktır. Doktor bile dikkat ettin mi nasıl soğuk karşıladı…
Saniha: Evet doktor gayet ciddi, hiç sarsılmaz bir adamdır. Teyzeciğim, siz kendisini nereden tanıyorsunuz?
Atiye: Ben çocukluğunu, bir parça da gençliğini bilirim. Pek rabıtalı8 bir delikanlı idi. Zengin ve gayet güzel bir kızla evlenmiş idi. Fakat anası babası ölüp de kız kardeşiyle yaşamaya başladıkları vakit zannederim kardeşinin hatırı için karısından ayrılmaya mecbur kaldı… Kardeşi iyice çirkin, yamru yumru, kambur kumbur bir şey idi. O da önce kocaya varmıştı. Kocası adamcağız bir müddet bu belaya dayandı. Fakat baktı ki olmayacak, başını alıp kaçtı kurtuldu. Anlaşılan kadıncağız pek azılı bir şey idi. Bunun intikamını kardeşinden çıkardı. Adamcağızı ölünceye kadar yalnız ve üzücü bir hayat içinde öldürdü, süründürdü…
Saniha: Sabih Bey’in aldığı kız demek ki pek ahlaksız bir şey idi.
Atiye: Galiba… Hikâyelerini az mı dinledikti? Her günkü görümce gelin hikâyesi… Kadınlar birbiriyle geçinemediler… Ve erkeğin hayatını yediler… Şimdi kardeşi ölmüş, adamcağız da beladan kurtulmuş demek… İşte birbiriniz için pekâlâ bir çiftsiniz… O da tıpkı senin gibi çile içinde ömür geçirdi. Sonra senin kudurmuş paşan gibi zorba bir adam da değil… Mesut olmak istersen hemen varıver…
Saniha: Aman teyzeciğim, latife mi ediyorsunuz? Ben artık ihtiyar oldum. Zavallı adam bir beladan yeni kurtulmuş, yeni bir belaya mı çattıracaksınız? Aman susunuz, işte geliyor. (Ayağa kalkar; Sabih köşkün kapısından çıkar ilerler).
Sabih: Leyla Hanım mutlak istirahat cezasında… İçeride şikâyet, şikâyet, hiç durmadan sürekli şikâyet etti… Ne içlilik efendim, ne içlilik… Şaşılacak bir derecede… Fakat artık zerre kadar tehlike kalmadığını söyleyebilirim. Vücut iyice kuvvetlendi… Zaten pek az kullandığımız ilaçlara artık hiç lüzum yok… Şırınga için kutuda üç ampul kaldı… Onlar da bitince, bir müddet artık ara vermek iyi olur. Bundan sonraki işimiz sizce zaten belli olduğu için anlatmaya lüzum yoktur… Fakat (tereddütle
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Taraş: Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar. (e.n.)
2
Haledar: Haleli, halelenmiş. (e.n.)
3
İhtikâr: Vurgunculuk. (e.n.)
4
Müstakriz: Borç alan. (e.n.)
5
Maatteessüf: Maalesef. (e.n.)
6
Bahusus: Özellikle. (e.n.)
7
Alelhesap: Hesaba sayarak. (e.n.)
8
Rabıtalı: Sözünü bilen, ağırbaşlı, düzenli. (e.n.)
1
Taraş: Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar. (e.n.)
2
Haledar: Haleli, halelenmiş. (e.n.)
3
İhtikâr: Vurgunculuk. (e.n.)
4
Müstakriz: Borç alan. (e.n.)
5
Maatteessüf: Maalesef. (e.n.)
6
Bahusus: Özellikle. (e.n.)
7
Alelhesap: Hesaba sayarak. (e.n.)
8
Rabıtalı: Sözünü bilen, ağırbaşlı, düzenli. (e.n.)
8
Rabıtalı: Sözünü bilen, ağırbaşlı, düzenli. (e.n.)