• Iris Murdoch: “Felsefe tek bir şey yapar, edebiyat pek çok şey…” • J.L Borges: “Ben yalnızca edebiyatçıyım.” • Michel Foucault: “Edebiyat ve felsefenin dışı…” Edebiyatımızın önde gelen dergilerinden Notos’un Aralık-Ocak, 43. sayısının kapak konusu, Edebiyat ve Felsefeden Söz Ettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz başlığını taşıyor. Edebiyata gerek dili, gerek yaratma biçimi bakımından en yakın alanın felsefe olduğunu söyleyebilir miyiz? Gerçek hayat, ikisinin de başlıca kaynaklarından, kuşkusuz felsefenin daha çok öyle. Sonra yaratıcı düşüncenin içinden geçerek kendi karşılıklarını yaratıyorlar. Edebiyat yeniden ürettiği gerçekliğin gerçek hayattaki karşılıklarını aramazken, felsefe gerçekle arasında sürekli bir köprü kuruyor. Ama ikisi de hep birbirine bakıyor. Birbirlerinden yararlanıyorlar da. Notos bu kez edebiyat ve felsefe arasındaki ilişkiyi irdelemeye çalışıyor. Dosyanın yazarları Türker Armaner, Bülent Diken, Mukadder Erkan, Mehmet Barış Albayrak, Burcu Canar, Oğuz Tecimen. Notos’un bu sayısında edebiyat ve felsefe dosyası kapsamında üç söyleşi yer alıyor. J.L. Borges, Michel Foucault ve Iris Murdoch. Murdoch’un yalın diliyle yaptığı vurgular, edebiyat ve felsefe üstüne yeniden eğilmemize neden oluyor. Iris Murdoch söyleşisini öncelikle okumak, bu sayının konusuna çarpıcı bir giriş yapmayı sağlayabilir. Bir Yazarın Seçtikleri bölümünde Mehmet Zaman Saçlıoğlu okurların ve yeni yazarların okumasını zorunlu gördüğü kitapları; Fadime Uslu da en çok etkilendiği yazarı nedenleriyle birlikte Notos’a anlatıyor. Notos Aralık 2013-Ocak 2014, 43