Название | Kralların YürüyüŞü |
---|---|
Автор произведения | Морган Райс |
Жанр | Героическая фантастика |
Серия | Felsefe Yüzüğü |
Издательство | Героическая фантастика |
Год выпуска | 0 |
isbn | 9781632910769 |
“Itso ominus domi ko resepia…”
Binlerce yildir atalari tarafindan konusulan Halka’nin kayip dili. Kraliyet dili. Küçükken özel ögretmenleri tarafindan zorla ögretilmisti ve saraydaki gücüne kavustugunda bu dili kullanacakti.
Argon birden durdu ve basini kaldirip Gareth’e bakti. Argon’un seffaf gözleri içine isledi ve tüyleri diken diken oldu. Gareth kizardi ve herkesin kendisine bakip bakmadigini düsündü. Bakiyorlarsa bile acaba bunun ne anlama geldigini biliyorlar miydi? Argon’un artik onun bu iste payi oldugunu bildigine emin oldu. Yine de Argon gizemliydi ve insanlarin kaderine müdahale etmezdi. Acaba bu sefer de sessiz kalacak miydi?
“Kral MacGil iyi bir kraldi, adil bir kral,” dedi Argon yavasça. Sesi derindi ve baska bir dünyadan geliyormus gibi çikiyordu. “Atalarina onur ve gurur, kralligina da benzeri görülmemis zenginlik ve baris getirdi. Tanrilar diledi ve hayati elinden erken alindi. Ama arkasinda köklü ve zengin bir miras birakti. Buna sahip çikmak simdi bizim görevimiz.”
Argon duraksadi.
“Halka kralligimiz bütün yönlerden ciddi tehditlerle karsi karsiya. Enerji kalkaniyla korunan Kanyonumuz’un ötesinde, bizi parçalamak isteyen vahsiler ve yaratiklar var. Halka’nin içinde, Yüksek Topraklarimiz’in karsisinda bize zarar vermek isteyen bir klan var. Benzersiz bir zenginlik ve baris içinde yasiyoruz ama yine de sadece geçici bir süre için güvendeyiz.
“Neden tanrilar iyi ve adil olan kralimizi en iyi çaginda bizden kopardilar? Kaderi neden böyle öldürülmek oldu? Kaderin elinde hepimiz birer piyon, kuklayiz. Gücümüzün zirvesindeyken bile kendimizi topragin altinda bulabiliriz. Pesinde olmamiz gereken ne için ugrastigimiz degil; kim olmak için ugrastigimiz olmalidir.”
Argon basini öne egdi ve tabut inip yerine oturdugunda Gareth tekrar avuçlarinin yandigini hissetti.
“HAYIR!” diye bir çiglik geldi. Çigligi atan Gwendolyn’di. Sanki kendini atmak istiyormus gibi çukurun dibine kadar kostu ama Reese pesinden kosup onu tuttu. Kendrick de yardim etmek için geldi.
Ama Gareth ona acimadi. Aksine, kendisini tehdit altinda hissetti. Gwendolyn topraga girmek istiyorsa, o bunu ayarlayabilirdi.
Evet, bu ayarlanabilirdi.
Kral MacGil’in cansiz bedeni topraga verilirken Thor sadece bir adim uzakliktaydi ve bu bölge onu çok etkilemisti. Kral gömülmek için neredeyse bulutlara varan, kralligin en yüksek uçurumunun kenarini seçmisti. Ilk yükselen günes gökyüzüne tirmandikça bulutlar turuncu, yesil, sari ve pembe renklere bürünmeye baslamislardi. Ama sanki bütün krallik yas tutuyormus gibi havada dagilmayan bir sis vardi. Yani basinda duran Krohn da agliyordu.
Thor gökyüzünden bir çiglik geldigini duydu ve yukari baktiginda Ephistopheles’in üzerlerinde uçtugunu gördü. Thor hala olaylarin etkisindeydi; son bir kaç günde olanlara, simdi burada kralin ailesiyle beraber olup çok sevdigi bir adamin topraga verildigine inanamiyordu. Hepsi birer rüya gibiydi. Ona gerçekten babalik yapmis olan adami daha yeni tanimaya baslamisti ve simdi kendisinden koparip alinmisti. Thor Kral’in son sözlerini unutamiyordu.
Sen digerleri gibi degilsin. Sen özelsin. Sen kim oldugunu
anlayana kadar kralligimiz huzur bulmayacak. Bununla neyi kast etmisti? Thor kimdi? Nasil olur da özel biri olurdu? Kral bunu nereden biliyordu? Kralligin kaderinin Thor’la alakasi neydi? Yoksa delirmis miydi?
Buradan uzakta büyük bir diyar var. Dis dünya’nin ötesinde. Ejderhalarin topraklarindan bile ötede. Druidlerin topraklari. Annenin geldigi yer. Cevaplari orada aramalisin.
MacGil annesi hakkinda nasil bir seyler biliyordu? Nerede yasadigini nereden biliyordu? Annesinin ne gibi cevaplari vardi? Thor sürekli annesini düsünüyordu. Simdiye kadar hep ölmüs oldugunu düsünmüstü. Hayatta olabilecegi düsüncesi Thor’u çok heyecanlandirmisti. Onu bulmaya karar vermisti. Kim oldugunu ve neden özel oldugunu cevaplayabilecegini umuyordu.
Çanlar çalip MacGil’in tabutu indirilmeye baslandiginda Thor kaderin ne kadar belirsiz bir sey oldugunu düsündü. Neden engelleyecek gücü olmamasina ragmen gelecegi, bu hasmetli adamin öldürüldügünü görmüstü? Bir yandan bunlari görmemis olmayi, ne olacagini önceden görmemis olmayi diliyordu; digerleri gibi sadece izleyici olmus olmayi ve bir gün uyanip kralin ölmüs oldugunu ögrenmeyi. Simdi ise kendini olaylarin bir parçasiymis gibi hissediyordu. Sanki yapabilecegi baska bir sey varmis gibi kendini suçlu hissediyordu.
Thor simdi kralliga ne olacagini merak ediyordu. Kralsiz bir krallik. Kim hüküm sürecekti? Dönen dedikodulardaki gibi Gareth mi? Thor hiç bir seyin bundan daha kötü olamayacagini düsündü.
Thor gözleriyle kalabaligi taradi ve Halka’nin her kösesinden buraya gelmis soylu ve lordlarin asik suratlarina bakti; Reese’in söyledigine göre bunlar huzursuzluk olan bir kralliktaki güçlü insanlardi. Katilin kim olabilecegini düsünmekten kendini alamiyordu. Suratlarindaki bakislardan hepsinin katil olabilecegi düsünülebilirdi. Bütün bu insanlar güç için rekabete girecekti. Krallik parçalara mi bölünecekti? Güçleri denk miydi? Peki ona, Thor’a ne olacakti? Peki ya Lejyon’a? Dagitilacaklar miydi? Ordu da dagitilacak miydi? Gareth kral olursa Gümüsler isyan ederler miydi?
Ve bütün bu olanlardan sonra kim Thor’un suçsuz olduguna inanirdi ki? Köyüne dönmek zorunda mi kalacakti? Lütfen böyle olmasin. Buradaki durumundan memnundu; burada, Lejyon’da kalmayi her seyden çok istiyordu. Her seyin eskisi gibi olmasini, hiç bir seyin degismemesini istiyordu. Daha günler önce krallik çok saglamdi; sonsuza kadar MacGil tahtta kalacakmis gibiydi. Bu kadar saglam bir sey birden çökebiliyorsa digerlerinin ne gibi bir umudu olabilirdi ki? Artik Thor’a her sey gelip geçiciymis gibi geliyordu.
Gwendolyn’in babasinin mezarina atlamaya çalistigini görünce Thor’un içi parçalandi. Reese onu tuttuktan sonra yardimcilari çukura toprak atmaya basladilar. Argon seremoniye devam ediyordu. Gökten geçen bir bulut bir an için günesi karartti ve Thor bu sicak yaz gününde soguk bir rüzgarin onu ürperttigini hissetti. Bir aglama duyup asagi bakinca Krohn’un ona baktigini gördü.
Thor artik ileride ne olacagini bilmiyordu ama tek bir seyden emindi: Gwen’le konusmaliydi. Ona babasinin ölümü sebebiyle ne kadar üzgün ve perisan oldugunu, ve yalniz olmadigini söylemeliydi. Onu bir daha görmek istemedigini söylese bile kendisine atilan iftiranin dogru olmadigini ve genelevde hiç bir sey yapmadigini anlatmaliydi. Bunun için tek bir sansa ihtiyaci vardi.
Kralin mezari kapatildiktan sonra çanlar tekrar çalmaya basladi ve sonunda da kalabalik siraya girmeye basladi. Göz alabildigince uzanan bir sira boyunca insanlar dizilmisti ve hepsinin elinde siyah bir gül vardi. Thor öne çikip simdiden olusmaya baslamis gül yiginina kendisininkini koydu. Krohn agliyordu.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.