Название | Süyinbay Aronulı |
---|---|
Автор произведения | Анонимный автор |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6494-31-2 |
Süyinbay Aronulı
Medar-ı İftiharımız
Canseyit TÜYMEBAYEV
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
Kazakistan’ın ulu ozanı, Kazak halkının atışma sanatının ustası, şairlik ve sözlü edebiyatın efsanesi Süyinbay Aronulı’nın doğumunun 200. Yıldönümünün uluslararası boyutta kutlanması bizleri memnun etmektedir.
Ülkemizin Almatı ilinin Jambıl ilçesine bağlı olan Kulansaz yaylasında doğan ulu şair Süyinbay, küçük yaşlarında şiire ve söz sanatına ilgi duymuştu. Hayata fakir bir ailenin çocuğu olarak atılarak ve sosyal hayattaki zorlukları çekerek yaşayan ulu ozan, toplumsal problemleri her zaman dile getirmiştir. Eserlerinde bir yandan haksızlık yapan, adil olmayan bey ve töreleri eleştirirken, bir yandan da yaşadığı dönemdeki zorlukları yenebilmenin yeni yollarını halk nezdinde sunarak işlemiştir. Böylece o, atışmalar esnasında halkın yaşayış tarzını, sosyal adaletsizlikleri ele almıştır.
Süyinbay Aronulı’nın yaşadığı döneme kısaca göz atmak onun şiirlerinde işlediği konular üzerinde daha doğru değerlendirmeler yapmamızı sağlayacaktır. Ulu ozan, atışma sanatı alanında tanınarak şiirlerindeki mahareti ile dönemindeki bir çok ünlü şairin üstesinden gelebilmiştir. Bu anlamda genel olarak Türk dünyasındaki, özel olarak ise Kazak ve Türk halklarındaki kültür ve sanat dünyasında “atışma” ecdadlarımızdan kalan değerli ve korunması gereken ortak bir mirastır. Atışma geleneği bugün de ülkemizde canlı ve fonksiyonel biçimde yaşatılmaktadır. Atışma üç ana sanatı ihtiva etmektedir: şiirin irticalen söylenmesi, çalgının çalınması ve şiirin motifine göre müziğin ayarlanması. Bu özellikleriyle ozanlar Anadolu’daki Türk âşıklarına benzerler. Türkiye’de “Âşık Tarzı” olarak tanımlanan gelenek, Kazakistan’da “Jıraulık ve Akınlık Geleneği” olarak adlandırılmıştır.
Görüldüğü gibi, kültür, sanat ve edebiyatta da halklarımız arasındaki benzerlikler, birbirlerimizin aynı kökten geldiğimizin göstergesidir. Bu anlamda kültürümüzün ve sanatımızın tarihini daha iyi irdelememiz ve daha genişçe tanıtmamız gerekir. Manevi ve kültürel zenginliklerimizi sadece birbirimize değil, dünya toplumuna da tanıtmalıyız. Bu açıdan, başta Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY olmak üzere, uluslararası kuruluşlara, ülkelerimizin akademisyenlerine ve devlet adamlarına çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Süyinbay Aronulı gibi medar-ı iftiharlarımız, kardeş ülkelerimizin ortak değerleridir. Dolayısıyla bu değer ve dinamiklerimizi daha geniş kitleye taşımamız, yeni nesillerimize tanıtmamız gerektiğini yine vurgulamak isterim.
Bu vesileyle, Süyinbay Aronulı’nn doğumunun 200. Yıldönümüne ithaf edilen eserin ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki kardeşliğin pekişmesine katkı sağlayacağına inancımın tam olduğunu ifade ediyor, kitabı hazırlayanlara en içten duygularımla teşekkür ediyorum.
Doruk
Düsen KASEİNOV
TÜRKSOY Genel Sekreteri
Yeryüzü dağlarsız düşünülemez. İnsan, dağlar sayesinde gökyüzüyle yarışırcasına hayat sürdürmektedir. Özellikle, yaratılışını Tanrı dağlarıyla bağdaştıran tüm Türk halkları doruklardaki insan olmanın hayaliyle yaşamaktadırlar.
Bu sene Tanrı dağlarının eteklerinde büyüyen, Türk kültür ve sanat dünyasına eşsiz sanatıyla katkıda bulunan, atışma ve destancılıkta adeta bir zirve olan ulu Kazak ozanı Süyinbay Aronulı’nın doğumunun 200. Yıldönümünü kutlamaktayız. Atışma sanatının ustası Süyinbay, hak ve adalet için mücadele veren, toplumu dürüstlüğe ve barışa teşvik eden, Türk dünyasının seçkin söz serdarıdır. Kardeşlik ruhunu yeniden dirilten, birlik ve beraberliği prensip halinde benimseyerek herkesi bu doğrultuda davet eden ve tarihiyle yeni zamanın değerlerini geleceğe doğru taşıyan mümtaz şahsiyetlerdendir.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY, geleneksel olarak Türk dünyasında mümtaz şahsiyetleri her zaman önem vererek anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu itibarla geçmiş dönemlerde Mirza Fatali Ahunzade, Nikolay Katanov, Mahtumkulu Firaki, Abdulla Tukay, Toktogul Satılganov, Mukan Tölebayev Yılı olarak ilan ederek birçok faaliyetlere imza atmıştır. Özellikle ünlü Kazak bestecisi Mukan Tölebayev Yılı kapsamında Türk dilinde sahnelenen Birjan ve Sara Operasının, Türkiye’deki uluslararası opera festivallerinin en çok izlenen ve seyirciler tarafından ilgi gören şaheser olduğunu belirtmek isterim.
Geçen sene Kazan şehrinde TÜRKSOY Daimi Konseyi Bakanlıkları nezdinde alınan kararla bu yıl ünlü Türk yazarı Haldun Taner ve Hakas destancısı Semen Kadışev Yılı olarak anılmaktadır. Malum olduğu üzere, Haldun Taner Yılı’nın açılış etkinliği Ankara’da Opera ve Bale Tiyatrosunda gerçekleşti. Ardından Kazakistan’da Kazakistan Yazarlar Birliğinin Edebiyat Evi olarak bilinen tarihi salonda Haldun Taner Anma Toplantısı düzenlendi. Yine Kırgızistan’da Bişkek’te bulunan Kırgızistan Yazarlar Birliğinin desteğiyle anma toplantıları organize edildi. Kazakistan’da yayınlanan Kazak Edebiyatı ve Almatı Akşamı Gazetelerinde Haldun Taner’in öyküleri Kazak diline çevrilerek yayınlandı ve bundan sonra gösterilen ilginin neticesinde yayınlanmaya devam edilecektir.
Yine Kazan’da alınan karar doğrultusunda doğumunun 200. Yıldönümünü kutladığımız ulu kazak ozanı Süyinbay Aronulı’na ithaf edilen anma etkinliklerini organize etmekteyiz. 19 Haziran 2015 yılında TÜRKSOY Genel Sekreterliğinde “Süyinbay Aronulı 200 Yıl” Anma toplantısı organize edildi. Toplantıda konuşma yapan Kazakistan Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev, Almatı Eyaleti Valisi Amandık Batalov, Kazak yazarları Cumabay Şaştayulı, Nurdaulet Akış, Bahtiyar Smanov, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu, Doç. Dr. Nergis Biray, Dr. Cemile Kınacı katıldılar.
Süyinbay toyumuzun hepimiz için kutlu olmasını diler, Türk kültür ve sanat dünyasından çıkan medar-ı iftiharlarımızın çoğalmasını temenni ederim.
Ozanın Sözü Ortak
Amandık BATALOV
Almatı Eyaleti Valisi
Eskiden beri kökü bir olan Türk dili konuşan milletlerin gaye-i hayalleri ortaktır. En zor dönemlerde birbirine destek çıkan kardeş ülkeler arasındaki işbirliği düzeyi en üst seviyede devam etmektedir. Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan Türk devletiyle ekonomik, sosyal ve kültürel alanındaki ilişkilerimiz gün geçtikçe daha da gelişmektedir.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev iki kardeş devlet arasındaki ilişkiler hakkında şöyle konuşmuştu: “Her ne kadar kader bizleri coğrafik olarak dünyanın dört bir yanına yerleştirmiş olsa da, bizler aynı kökten neşet eden kardeşlerimizi, bir anadan doğduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayız.”
“Sanatkârın eli ortak, ozanın sözü ortak” diye Kazak atasözü vardır. Doğrusu, sanatta sınır yoktur. Manevî değerler herkese ortak mirastır.
Bu sene Kazakistan’da Kazak Hanlığının Kuruluşunun 550. Yıldönümü, 2.Dünya savaşı zaferinin 70.yıldönümü, Kazakistan Halkı Asamblesiyle Kazakistan Anayasasının 20. Yıldönümü devlet düzeyinde kutlanmaktadır. Bununla birlikte ulu kazak ozanı Süyinbay’ın doğumunun 200. Yılında birçok etkinlikler düzenlenmektedir.
Ozan Süyinbay 19.yüzyılın mümtaz şahsiyetlerdendir. Ozanın şiirleri Kazak halkının millî mücadele yolunu ve birçok tarihi dönemleri enfes resmetmesiyle değerlidir.
Milletini kahramanlığa, barış ve birliğe davet eden şairin eserlerindeki derin felsefî bakışlar, söz ve beyan zenginliği, düşünce derinliği itibarıyla Süyinbay’ın söz sanatı, dünya çapındaki paha biçilmez hazine olduğu aşikâr. Dolayısıyla Süyinbay Kazak edebiyatında büyük bir ekol olarak bilinmektedir.
Söz edebiyatının usta temsilcisi olarak bilinen Süyinbay’ın şaheserleri kâğıda dökülerek incelendi ve derlendi. Derlenmesine rağmen bağımsızlık dönemindeki gelişmeleri açısından bilim adamlarının yeniden ele almaları gerektiğini düşünmekteyim.
Bu