Her şeyin başladığı 1703 senesi… Osmanlı tarihinin en şaşaalı ve tantanalı zamanı olan Lale Devri dönemi… Öyle ki döneme ismini verecek kadar ünlenmiş olan türlü türlü lale bahçeleriyle, başta Çırağan olmak üzere Sadâbâd, Ferahâbâd Saraylarının arzıendam eden güzel dilberleriyle, çeşitli siyasi entrikalarıyla meşhur olmuş bir dönemi… Karakterlerini Sultan III. Ahmed, Sadrazam İbrahim Paşa ve dönemin ünlü şairlerinden Nedim gibi gerçek kişilerin oluşturduğu Lale Devri romanında M. Turhan Tan’ın tarihî kurgu alanında kaleminden dökülenler oldukça merak uyandırıcıdır. Her şey güllük gülistanlık iken bütün insanların yüzüne daimî bir tebessüm yerleşmiş ve etraf cıvıl cıvılken bu masmavi gökyüzünü kanlı bir isyan kızıla boyayacaktır… Türk okuyucusu tarafından pek bilinmeyen M. Turhan Tan, tarihî roman geleneğimizin en önemli isimlerinden biridir. Birçok önemli memuriyetlerde bulunduktan sonra Sivas mebusluğu da yapmış ve 1922 yılından itibaren kendini tamamıyla yazı hayatına adamıştır. En önemli eserlerini ise tarihî romancılık alanında vermiştir. Bazı eserleri Almanca, İngilizce ve Yunanca gibi dillere çevrilen, tarihî gerçeklikleri berrak ve sürükleyici bir üslupla aktaran Tan, Türk tarihinin zengin mirasını eserlerine ustalıkla taşımış ve okuyucusuna tarihî romanları keyifle okutan bir yazar olarak Türk edebiyatındaki yerini almıştır. Turhan Tan’ın ölümünden sonra unutulan ve Türk yazın hayatından çekilen eserleri, Türk okuyucusunun özellikle son zamanlarda ilgisini çeken ve neredeyse güncelleşen konulara değinip ele aldığı dönemlere ışık tutmakta, günümüzdeki kimi tartışmalara cevaplar getirmektedir.