Mehmet Rauf

Список книг автора Mehmet Rauf



    BİR AŞKIN TARİHİ

    Mehmet Rauf

    Mehmet Rauf, bir aşk romancısıdır. Saf ve ihtiraslı aşkların çalkantıları Eylül romanında olduğu gibi başarılı olmasa da diğer eserlerinde de yerini almıştır. Mehmet Rauf'u Serveti Fünun'un diğer yazarlarından ayıran en önemli unsur; dil ve anlatımındaki sadeliktir. Bir Aşkın Tarihi nde de duru ve rahat anlaşır bir dil kullanmıştır. Bu eserinde insan ruhunun derinliklerinde gezinmemiş, çevreyi hareketli ve canlı tasvirlerle anlatmamıştır. Buna rağmen aşk acısının insan ruhunda ortaya çıkardığı ıstırabı okuruna geçirmeyi başarmıştır. Hayal kırıklığının, aldatılmışlığın, ümitsizliğin uzun öyküsüdür, Bir Aşkın Tarihi. Bunun yanında, o döneme ait İstanbul yaşantısı, gençlerin davranış biçimleri ve Büyükada hakkında okuruna ipuçları vermiştir.

    EYLÜL

    Mehmet Rauf

    “Ey, sonbahar bu… Artık, bu kadar güzellik ve sıcaklık verdikten sonra eylülden daha ne beklenir? Malûm ya, eylül hüzün ve matem ayıdır. Suad’a hayatının bu dönemi; ömrünün, kadınlığının eylülü gibi geldi. Eylül! Birkaç gün hava ne kadar güzel olsa da bu kadarcık geçici güzelliğe bile minnettar olunması gereken bir aydır. İçine, birkaç gün boyunca kışın saldırılarından dolayı bir parça acı düştüğü için o güzel havaların, yaz mevsiminin artık geçmiş, sadece mazi olduğunu hissettiren bir keder ve hasret ayı…” Eser, ilkbaharda başlar ve kış mevsiminde biter. Bu anlamda mevsimlerin, doğum ve ölüm arasında; aşkın filizlenmesi ve soluşu arasında bir ilişkisi vardır. Hissedilen öyle bir aşktır ki hem yasak hem de yüceltilen bir aşktır. Sadece bir bakış ya da bir gülümsemenin büyük mutluluklar sağladığı bir aşktır. Mehmet Rauf, kusursuz ruh çözümlemeleriyle bu aşkı okura hissettirmeyi başarmıştır.

    Eylül

    Mehmet Rauf

    Suat, Necip, Süreyya ve diğerleri; Hacer, Fatin, dadı. Boğaziçi´nde bir yalıda geçirilen upuzun bir yaz mevsimi. Eylül, esas itibariyle Necip´in, yakın arkadaşı Süreyya´nın karısı Suat´a olan «yasak» aşkından ve Suat´ın da giderek bu aşka karşılık verişinden ibaret görünse de, onu sıradan bir aşk romanı olmaktan çıkaran asıl özellik, karakterlerin ruh tahlillerinin derinliğinde kendini gösterir. Bu özelliğinden dolayıdır ki edebiyatımızda «ilk psikolojik roman» olan Mehmed Rauf´un bu ölmez eseri, orijinalitesini bozmayacak seviyede bir sadeleştirmeye tabi tutulmuş olarak, okuyuculara sunulmaktadır.

    Genç Kız Kalbi

    Mehmet Rauf

    Mehmet Rauf´u «Eylül»den tanıyanlar onun insan psikolojisini yansıtmaktaki ustalığını hatırlayacaklardır. Genç Kız Kalbi´nde İzmir´den İstanbul´a amcasının yanına çeşitli hayaller ve beklentiler içinde gelen bir genç kızın başından geçen olaylar, bu olayların kızın ruhunda bıraktığı derin izler yine onun tuttuğu günlük vasıtasıyla bizlere aktarılıyor. Genç Kız Kalbi bir solukta okunabilecek, psikolojik tahlilleri dikkate değer bir roman.

    Yara

    Mehmet Rauf

    Ağır bir hastalığa yakalanan Leyla, genç ve şımarık bir genç kızdır. Annesi Saniha Hanım’ın, kızını tedavi eden Doktor Sabih Bey’in yakın ilgisi dikkatini çeker. Ancak ne yazık ki kızı uğrunda kendi hayallerinden vazgeçer; onun tekrar rahatsızlanmaması ve mutluluğu yolunda hayatını harcar. Bu fedakârlık, bir annenin kalbinde kopacak şiddetli fırtınalara ve derin pişmanlıklara neden olacaktır. “…Çiçeklerin hastalar, hele genç kızlar üzerinde ne şifa verici tesiri olduğunu pek bilmezsiniz, hanımefendi… Bazı defa bir çiçek, en kuvvetli ilaçlardan daha etkilidir.”