Название | Türkçeyle Yaşamak |
---|---|
Автор произведения | Leyla Karahan |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-6494-66-4 |
Türkçeyle Yaşamak
Prof. Dr. Zeynep Korkmaz (2017)
SÖZ BAŞI
Bu kitap, bütün ömrünü Türk dili çalışmalarına adamış ve alanında ekol yaratmış olan bir ismi, Türklük Biliminin çağımızdaki en önemli temsilcisi Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ı yakından tanıtmak üzere hazırlanmıştır.
Hepimiz, hayranlık duyduğumuz bir şahsiyeti daha yakından tanımak isteriz. Nerede ve ne zaman doğmuş, eğitimini nerede tamamlamış, hangi hizmetlerde bulunmuş gibi soruların cevaplarına yazılı kaynaklarda kolayca ulaşmamız mümkündür. Ancak bir hayat hikâyesi sadece bu bilgilerden ibaret değildir. Her hikâyede sevinç, üzüntü, özlem, başarı, başarısızlıkla birlikte sayısız hatıra vardır. İşte, bunları da öğrenmek isteriz. Sahnenin arkasını merak ederiz.
Avrasya Yazarlar Birliğinin bir projesi çerçevesinde Hocam Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun’un önerisiyle Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ı çeşitli yönleriyle tanıtacak bir kitap hazırlama görevi bana verildi. Bu, benim için onurlu bir görevdi. Biliyordum ki Zeynep Korkmaz gibi Cumhuriyet Türkiyesi’nin ve Türklük Biliminin bir asırlık tarihine tanıklık etmiş bir ismin anlatacağı pek çok ilgi çekici hatıra vardı. Ama nasıl yapmalıydım? Bir insan hakkındaki en doğru bilgilerin kaynağı, yine insanın kendisi olduğuna göre Zeynep Korkmaz’ı da en doğru anlatacak olan, Zeynep Korkmaz olacaktır diyerek kendisiyle bir söyleşi yapmaya karar verdim. Bu düşüncemi Hocam’a anlattım ve bize bu fırsatı vermesi için kendisinden ricada bulundum. Kabul ettiler ve 2016 yılının Haziran ayı sonlarında sohbete başladık. Hocam’la dünü, bugünü ve yarını konuşmak, merak ettiklerimi sormak heyecan vericiydi. Hatıralarını dinlerken ben de kendisiyle birlikte mazide dolaştım. Eski Ankara’da yaşar gibi oldum, o dönemin hocalarını tanır ve derslerine girer gibi oldum.
Bazen kısa, bazen uzun aralıklarla beş ay kadar sürdü bu sohbetler… Hocam’ın bana ayırdığı bu çok değerli zamanlarda kendisi hakkında epeyi bilgi kaydettim. Ömrünü bilime adamış biri olarak anlattıkları daha çok meslek hayatıyla ilgili olsa da Hocam, benim sorularımla eşinden, çocuklarından, özel zevklerinden de bahsetti. Çok sevindiği, çok üzüldüğü olayları sordum; anlattı. Böylece akademisyen Zeynep Korkmaz’la birlikte, insan, eş, anne ve ev kadını Zeynep Korkmaz’ı da tanıma fırsatı bulmuş oldum.
Hocam’la geçirdiğim bu zamanlardaki izlenimlerimden de söz etmeliyim. Sohbet için kendisiyle hep Kuğulu-park (Ankara) karşısındaki evinde buluştuk. Her buluşmamız, belirli ritüeller içinde gerçekleşirdi: Anlaştığımız saatte giderim; apartman görevlisi çok sıkı tembihlenmiş ve arabam için bir park yeri ayrılmıştır. Kapı açılır; Hocam özenle giyinmiş, süslenmiş olarak beni beklemektedir. Görsel kayıt yapmadığıma göre bu tavır belli ki misafire duyulan saygı ile ilgilidir. İçeriye girdikten sonra mutlaka terlik verilir, kolonya ve çikolata ikram edilir. Çay çoktan ocağa konmuştur. Börek, kurabiye ve meyveler hazırdır. Hâl hatır sorma faslından sonra sohbete başlarız. Laf lafı açar. Hocam konuşur, konuşur. O kadar akıcı konuşur ki araya girip bir soru sormak neredeyse imkânsızdır. Mecburen cümlenin yarısında konuşmaya girerek sorumu sorarım. Hocam, cevabı verir ve hemen konuşmasına kaldığı yerden devam eder. Bazen önceden hazırladığı notlarla konuya eklemeler yapar. Unuttuğu olayları, isimleri bir tarafa kaydeder ve bunları mutlaka bir sonraki sohbetimizde ben hatırlatmadan söyler. Sonra çay molası veririz. Mutfakta yardım kabul etmez. Çayı, bardağıma bile kendisi koymak ister. İkramdaki ısrarcılığı karşısında teslim olmaktan başka çareniz yoktur. Önünüze konanı bitirmek zorundasınız; mazeret kabul etmez. Sohbet sırasında yoruldum dediğine şahit olmadım. Yorulduğunu hissettiğim an, sohbeti bitirirdim. Zaman zaman bu sohbetlere öğrencilerim de katıldı. Hocamı yormamak için öğrencilerimi birer birer götürdüm. Onlar, Zeynep Korkmaz gibi büyük bir hoca ile aynı ortamda bulunmanın, onu dinlemenin benim gibi heyecanını yaşadılar. Fotoğraf çektiler, sınıfta arkadaşlarına izlenimlerini anlattılar. Sohbetlerimizin yarının öğretmenleri olacak bu gençlerimiz için unutamayacakları birer hatıra olduğunu düşünüyorum.
Kitapta, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ın öğrenci ve meslektaş olarak yakından tanıdığı bazı bilim adamlarının ve iki oğlunun hatıralarına da yer verdik. Ayrıca Hocam’ın eserleriyle ilgili kısa bir değerlendirme yazısı ile eserlerinin listesini kitaba ekledik. Çok zengin olan fotoğraf albümünden seçtiklerimizi kitaba dâhil ettik. Sohbet sırasında adı geçen kişilerin isimlerini de bir dizin hâlinde kitabın sonuna koyduk. Hocam, kitabın müsveddelerini gözden geçirerek basıma onay verdi. Böylece kitap tamamlanmış oldu.
Kitabın hazırlanışında yardımlarını gördüğüm isimleri zikrederek onlara şükranlarımı ifade etmek, benim için bir borçtur. Hocam Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun, kitabın tamamını okuyup bazı düzeltmeler yaptı. Kayıtları yazıya geçirmede, öğrencilerim Doç. Dr. Feyzi Ersoy, Fatma Koç Özkul, Bahar Sağır, Zekeriya Merdin, Sinan Yener, Şenay Dönmez, Özge Dağdeviren, Ayşegül Kayar, Fadime Hedef, Gökçen Karakoç, Nurten Başay, Fatma Kaya, Ayşegül Çam, Merve Çiftçi, İlknur Tüfekçi, Semiha Dede, Çiğdem Talyak Düz; fotoğrafların taranmasında Dr. Erkan Karagöz bana yardımcı oldular. İbrahim Sağlam, özenle dizgisini yaptı. Hepsine çok teşekkür ederim. Ayrıca Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu’nu da böyle bir projeyi başlatarak çok değerli bilim ve sanat adamlarının daha yakından tanınmasına katkıda bulunduğu için kutluyorum.
Bu kitap, bilimi hayatın bir parçası değil hayatın kendisi yapmış, ömrünü bilime adamış ve Türkçeyle yaşamış değerli bir insanı, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ı anlatmaktadır. Türklük Bilimi ile uğraşan ve uğraşacak olanlar için yararlı olacağını ümit ediyorum.
I. BÖLÜM
SÖYLEŞİ
BAŞLARKEN
Sevgili Hocam, sizi 1976 yılında tanıdım. Hacettepe Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisiydim ve sizin dersinizi seçmiştim. Elbette isminizi ve eserlerinizi biliyordum, ama sizi şahsen tanıma imkânım olmamıştı. Sizden ve diğer hocalarımdan aldığım derslerle lisans öğrenimimdeki eksikleri giderdim. Daha sonra doktora derslerinde de hocam oldunuz. Tek öğrenci olduğum için sizinle DTCF’deki odanızda ders yapardık. Dolu dolu geçen derslerdi bunlar. Bana alanımızla ilgili o kadar çok makale okuttunuz ve ben bu sayede o kadar çok şey öğrendim ki… Tarihî lehçeler, özellikle Eski Anadolu Türkçesi, eklerin kökeni, bibliyografya… Hepsi de benim ufkumu açan makalelerdi. Ben de akademik hayatımda sizi örnek alarak öğrencilerime alanı tanımaları için bol bol makale okuttum. Sizin disiplinli ve titiz çalışmanız beni çok etkiledi. Dersler sırasında geçen ilgi çekici ayrıntıları daha sonra araştırmak üzere fişlere kaydetme ve bir zarfa koyma yönteminizi ben de akademik hayatımda uyguladım ve zamanı geldikçe bu fişlerde kayıtlı olan konuları makale şeklinde değerlendirdim. Bu yöntemi sizi de yad ederek öğrencilerime tavsiye ettim.
Doktora tez konumu da siz vermiştiniz; ama sizinle çalışamadım. YÖK’te görevlendirildiğiniz için kanunen fakültedeki derslerinizi bırakmak zorundaydınız. Ben de tezimi hocam Ahmet Bican Ercilasun’la tamamladım. Aradan yıllar geçti. Türk Dil Kurumunda çeşitli komisyonlarda sizinle birlikte çalıştık. Yine birlikte Ankara dışındaki konferanslara gittik. Bunlar benim onur duyarak sakladığım anılar. Sizi ilk tanıdığım günden bugüne tam 40 yıl geçmiş. Pek çok öğrenciniz gibi ben de derslerinizle, eserlerinizle beslendim. Disiplinli çalışmanın önemini sizden öğrendim. Akademik hayatımda sizin çok özel bir yeriniz var Hocam.
Sevgili Hocam, dersinize girerken duyduğum heyecanı, bugün yeniden yaşıyorum. Sizinle, Türklük Biliminin ulu çınarı Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’la, hayata, bilime, insana dair konuşmak beni heyecanlandırıyor. Çeşitli vesilelerle yurt içine ve yurt dışına sizinle birlikte pek çok yolculuk yaptık. Şimdi başka bir yolculukta, geçmişe doğru bir yolculukta size eşlik etmekten dolayı ne kadar mutlu olduğumu ifade etmek isterim.
Sevgili Hocam, bana bu fırsatı verdiğiniz ve hafızanızda biriktirdiklerinizi bizimle paylaşmak cömertliğini ve inceliğini gösterdiğiniz için size şükran borçluyum. Eminim ki bütün Türklük Bilimi camiası, akademisyen Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ın yanında, anne,