Умная и самонадеянная, Эмма уверена, что может найти идеального мужа для своей новой подруги Гарриет. Но, совершая одну ошибку за другой, Эмма осознаёт, что не всегда понимает людей так хорошо, как ей казалось. Более того, иногда она не может разобраться даже в собственных чувствах, особенно когда дело касается одного джентльмена.
Разум – мыслительная способность, позволяющая логически осмыслять действительность. Чувство – способность воспринимать внешние воздействия; также «эмоция» или «переживание». Итак, представьте, что вы молодая девушка в Англии XVIII века, не замужем и без гроша в кармане, – какое из этих качеств вы выберете, чтобы сохранить достоинство и прожить счастливую жизнь? «Разум и чувство» – роман Джейн Остен о двух сестрах-бесприданницах, которые пытаются обрести счастье в лицемерном аристократическом обществе эпохи Регентства. Остроумный и афористичный слог Остен, лишенный чрезмерной сентиментальности и витиеватости, завоевал сердца читателей по всему миру, а ее беспристрастный взгляд на существующие социальные порядки и роли по сей день не теряет остроты. Насладитесь романом Джейн Остен на языке оригинала без сокращений и адаптации.
İki zıt karakter… Biri gururun ve kibrin zirvelerinde: Bay Fitzwilliam Darcy. Diğeri bu gurur yüzünden ön yargılı bir bakış içinde: Bayan Elizabeth Bennet. Ve ön yargının duvarlarını yıkan, gururun kör bakışlarının önüne geçen önlenemez bir aşk… Jane Austen’ın ikinci romanı olan bu eser, 18. yüzyıl İngilteresi’nin bir portresini sunarken edebiyat dünyasına da ölmez kadın karakterlerden biri olan Elizabeth Bennet’ı armağan ediyor. Taşrada yetişmesine rağmen kendini geliştirmiş, vaktinin çoğunu kitap okumakla geçiren bu karakter, serbest davranışları ve iğneleyici diliyle bir anlamda Jane Austen’ın da kişisel özelliklerini yansıtmaktadır. Gitgide kendinden iyice utandı. Darcy ve Wickham’ı her düşündüğünde kör, taraflı, ön yargılı ve gülünç davrandığını hissediyordu. “Ne kadar alçakça davrandım!” diye haykırdı, “Ben ki iyiyle kötüyü ayırt edişimle övünürdüm’ Ben ki becerilerim nedeniyle kendime değer verirdim! Sık sık ablamın cömert iyiliğini küçümser, işe yaramaz ve utanç verici bir kuşkuyla gururumu tatmin ederdim. Bu öğrendiklerim ne kadar aşağılayıcı! Öte yandan, ne kadar da hak edilmiş bir aşağılama! Âşık olsam bundan daha acınası bir körlük içinde olmazdım. Ama benim aptallığım kibir oldu, aşk değil. Birinin yakınlığından hoşlanıp diğerinin ihmaline alınarak her ikisine karşı, tanışmamızın daha en başında işin içine ön yargı ve cehaleti sokup mantığı defettim. Bu ana dek ben bile kendimi tanımıyormuşum.”
Fanny Price, ailesinden istediği ilgiyi pek görememiş, içine kapanık, utangaç, ürkek bir kızdır. Hiçbir zaman da değişmez bu özellikleri. Fakir ailesinin küçük evinde nasıl ise evlatlık olarak gittiği zengin teyzesinin malikânesinde de hep olduğu gibidir. Gelgelelim bu özellikleri sayesinde sivrilir Fanny yeni girdiği varlıklı çevrede. Ancak kolay olmamıştır bu. Evin reisi Sör Thomas Bertram, her ne kadar anlayışlı olsa da yokluğunda bile otoritesini hissettirmektedir. Teyze Mrs. Norris işgüzar ve fırsatçıdır. Evin kızları Maria ve Julia karakter olarak kendisine oldukça zıttır. Ona destek olan tek kişi ise Edmund’dır. “Sevgili Sör Thomas, sizi gayet iyi anlıyorum. Her zamanki cömertliğinizi ve hassasiyetinizi takdir ediyorum. İnsanın, sorumluluğunu üstlendiği bir çocuğun geleceğini güvence altına almak için elinden geleni yapması gerektiği konusunda da sizinle tamamen hemfikirim. Ben de bu konuda elimden geleni yapacağım. Çocuksuz biri olarak neyim varsa kız kardeşlerimin çocuklarına kalmayacak mı? Mr. Norris’in de bu konuda bana destek olacağından eminim. Çok konuşan, fikrini açıklayan biri olmadığımı bilirsiniz. Eften püften meselelerin gözümüzü korkutmasına izin vermeyelim. Kıza iyi bir eğitim vererek sosyeteye girmesini sağlayalım. Eminim ki kimseye daha fazla yük olmadan iyi bir yuva kurabilir. Bu sayede yeğenimiz bu çevrede yaşamanın avantajlarından yararlanarak büyüyebilir. Kuzenleri kadar güzel olacağını sanmıyorum. Hatta bundan emin olduğumu bile söyleyebilirim. Yine de sosyeteye iyi koşullarda takdim edilmesi durumunda, en azından sağlam bir yuva kurma şansını yakalayabilir. Oğullarınızı düşündüğünüzü biliyorum. Ancak böyle bir şeyin gerçekleşmesinin ihtimal dâhilinde olmadığının, kardeş gibi büyüyeceklerinin farkında değil misiniz? Her şeyden önce ahlaken mümkün değil! Böyle bir şeyi ne duydum ne de gördüm!"
Pride and Prejudice is a novel of manners by Jane Austen, first published in 1813. The story follows the main character Elizabeth Bennet as she deals with issues of manners, upbringing, morality, education, and marriage in the society of the landed gentry of early 19th-century England. Elizabeth is the second of five daughters of a country gentleman living near the fictional town of Meryton in Hertfordshire, near London. Though the story is set at the turn of the 19th century, it retains a fascination for modern readers, continuing near the top of lists of «most loved books» such as The Big Read. It has become one of the most popular novels in English literature and receives considerable attention from literary scholars. Modern interest in the book has resulted in a number of dramatic adaptations and an abundance of novels and stories imitating Austen’s memorable characters or themes.
Akıl ve tutku arasında hassas bir uyumun kurulması ve böylece gerçek mutluluğa erişilmesi için ipuçlarının verildiği bu sürükleyici romanda Austen, eseri boyunca, bu ikisi arasında bir denge kurmak ister. Başkahramanları Elinor ve Marianne Dashwood olan iki kız kardeşin şahsında bu denge yer edinir. Elinor Dashwood hareketlerinde gerçekçi olmaya özen gösterir. Duygularına kapılmamak, tutkularını dizginlemek, sağduyulu hareket etmek onun için bir yaşam biçimidir. Kardeşi Marianne ise ablasının aksine duygularının önünü olabildiğince açan, tutkularıyla yaşayan bir kızdır. Birbirinin neredeyse tamamen zıttı olan bu kız kardeşlerin karşılıklı müdahaleleri, öğütleri, tavsiyeleri ise diğer taratan hep ön yargıyla karşılanır. Sonuçta da mutsuzlukların ve ihanetin kapıları açılır… «(…) Fakat öyleydi. Bir zamanlar ısrarlı bir gururla hayal ettiği gibi karşıkonulmaz bir tutkuyla âşık olup kurban gitmek yerine, sonrasındaaklı başında ve daha sakin olduğu günlerde karar verdiği gibisonsuza dek annesiyle kalıp mutluluğu yalnızca içine kapanmaktave okumakta bulmayıp, on dokuz yaşına yeni bir münasebeteyelken açmış, yeni görevler altına girerek, yeni bir eve yerleşmiş,birinin karısı, bir ailenin ve bir köyün hanımı olarak buldu kendisini.»
Чем же руководствоваться молодой девушке: велением сердца или доводами рассудка? Сюжет романа несложен – встреча Энн Эллиот и Фредерика Уэнтворта в юности, любовь, разрыв и новая встреча годы спустя, уже зрелыми, много пережившими и осознавшими людьми. Однако в то же время «Доводы рассудка» представляют собой потрясающую по юмору и тонкой иронии «энциклопедию нравов» провинциального английского «света» начала XIX века. Барышни, гоняющиеся за богатыми женихами, и охотники за приданым, маменьки и тетушки, отчаянно интригующие в поисках выгодных партий для девиц, пустые и жеманные местные «львицы», разоряющиеся дворяне, сплетни и слухи – перед читателем буквально оживают красочные портреты и острые, забавные ситуации. © ООО «Издательство АСТ» 2023