Ahmet Haşim

Список книг автора Ahmet Haşim



    Gurebâhâne-i Laklakan

    Ahmet Haşim

    Modern Türk şiirinin kurucularından kabul edilen Ahmet Haşim’in düz yazıları da şiirleri kadar akıcı bir ahenge sahiptir. Edebiyatımızda sembolizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olarak, yazarın şiirlerinde makes bulan, okurlarını farklı açılardan yakalaması ve zihinlerde farklı pencereler açması gibi özellikleri, şiirlerinin aksine oldukça anlaşılır olan düz yazılarında da görülmektedir. Ahmet Haşim’in deneme yazılarından oluşan “Gurebâhâne-i Laklakan”, Düşkün Leylekler Evi’nden yeni sanat anlayışına, mizahtan sinemaya, mimariden sanata, çok farklı konuları ele aldığı, eşsiz üslubuyla zihninin pencerelerini okuruna açtığı az sayıdaki düz yazı kitaplarından biridir. «Muhatabım biraz düşündükten sonra, samimiyetinden şüphelendiğim tatlı bir eda ile itirazlarıma cevap verdi: Hayret etmemek için sebep olarak saydıklarınız bizi aksine hayret etmeye sevk ediyor. Zamanımızda her işini makineye bırakan insan eli, artık kendi ustalığıyla güzelliği yaratmakta aciz gösteriyor, insan eseri olan makine, insan elini adileştirmiştir. Eski ellerin güzel eserlerini gördükçe bugünkü soysuzlaşmış insan elinin vaktiyle nelere kadir olmuş olduğunu düşünüp şaşmamak mümkün değildir. Eski Mısır, Babil, Keldan, Yunan ve Fenike eserleri, eski Arap ve İran eserleri bizi bugün hep bu düşünceyle hayret ettiriyor. Hayretimiz bugünkü insan elinin aczinden ileri gelir. Bunun içindir ki dev gibi makinelerle kolayca açıldığını bildiğimiz Panama Kanalı’na karşı hiçbir alaka duymayan hayalimiz iki yüz sene evvel, Bursa’da, Konya’da, İzmir’de bir genç kız elinin işlediği ipek çevrenin iptidai sırma nakışları önünde zevkle heyecan ve hayrete düşüyor.»

    Frankfurt Seyahatnamesi

    Ahmet Haşim

    Modern Türk şiirinin kurucularından kabul edilen Ahmet Haşim’in düz yazıları da şiirleri kadar akıcı bir ahenge sahiptir. Edebiyatımızda sembolizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olarak, yazarın şiirlerinde makes bulan, okurlarını farklı açılardan yakalaması ve zihinlerde farklı pencereler açması gibi özellikleri, şiirlerinin aksine oldukça anlaşılır olan düz yazılarında da görülmektedir. Ahmet Haşim, sağlık sebepleri yüzünden, en çok da “bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden” kurtulmak için bir gece, İstanbul’dan ayrılmanın verdiği hüzünle beraber, Sirkeci’den yola çıkarak “harikuladelikler avı” olarak gördüğü seyahatin kollarına bırakır kendini. Bu yolculuk, hemen Dünya Savaşı’nın öncesinde, Almanya’nın Frankfurt şehrinde son bulur. Tüm bu seyahat boyunca şiir tadında 20 kısa yazı hediye kalır Türk okuruna… Sarı bezden uydurma bir avcı üniforması üzerinde, uydurma bir kayış, uydurma bir matra ve bir muhayyel gelecek seferin uydurma donatımı ile erken süslenmiş şu bayağı çehreli adamlar kim? Bunlar Hitler askerleridir. Etrafa yan bakarak, sessiz ve karanlık dolaşan kırmızı gravatlı gençler kim? Bunlar da Hitlercilerden daha hayırlı olmayan komünistlerdir. Akşam oluyor: Lacivert gece, binbir ışık beneğiyle caddeleri dolduruyor; karanlık köşelerde siyah mantolarına sarılmış birtakım korkak, genç kadın çehreleri belirdi. Bunlar bir değil, iki değil, belki binlerden fazla! Bunlar ne? Bunlar da açlığın günden güne arttırdığı kıt müşterili Alman gece fahişeleridir. Almanya pembe ve büyük bir elmadır. Fakat içi kurtludur.

    Bize Göre

    Ahmet Haşim

    1884 yılında Bağdat’ta doğan Ahmet Haşim, Fecr-i Ati topluluğu dağıldıktan sonra da edebî anlayışını değiştirmeden sanat hayatına devam etmiştir. Sembolizmin Türk edebiyatındaki önemli temsilci olan Haşim, “akşam şairi” olarak da anılır. Dış dünya, Haşim’in hayalinin en güzel renklerine bürünerek şiirlerine yansımıştır. Şiirlerinde olduğu kadar düz yazı türünde de kendine özgü nükteli bir üslupla görüşlerine yer verdiği fıkra, sohbet ve gezi türlerini de başarıyla kaleme almıştır. Ahmet Haşim’in İkdam gazetesindeki yazılarının, denemelerinin derlemesi olan Bize Göre, mevsimlerden hayvanlara, edebiyattan evliliğe, Batı’dan bizdeki sosyal hayata kadar birçok konuyu işliyor.“Rabb’im! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine ‘sanat ve edebiyat’ olacak olan felsefe taşını nasıl bulmalı?”