Название | Akıllı yaşama sanatı |
---|---|
Автор произведения | Baltasar Gracián |
Жанр | |
Серия | |
Издательство | |
Год выпуска | 0 |
isbn | 978-625-8068-45-0 |
Bazıları oyunu kazanmaktan ziyade mücadele etmeye daha fazla önem verir. Fakat insanlara göre, sondaki başarısızlığın itibarsızlığı önceden gösterilen tüm çabaları da silip süpürmektedir. Zafer kazananın açıklamalara ihtiyacı yoktur. Dünya gösterilen çabaları umursamaz, sadece başarıp başaramadığınızla ilgilenir. Eğer sonuçta başarıya ulaşırsanız hiçbir şey kaybetmezsiniz. Arada yaptıklarınız tatmin edici olmasa da, iyi bir son her şeyin güzel görünmesini sağlar. Yani, eğer başarıya ulaşmak için başka çare yoksa düzgün yaşama sanatının kurallarını biraz çarpıtmak da bu sanatın bir parçasıdır.
Birçok şey diğer insanların memnuniyetine bağlıdır. Esinti çiçekler için neyse, itibar da üstünlük için odur; yaşamın nefesidir. Evrensel itibar gören birtakım meslekler vardır. Diğer bazı meslekler daha önemli olmalarına karşın, neredeyse hiçbir itibarları yoktur. Öncekiler başkalarının önünde yapıldıklarında tüm evrensel itibarı kazanır, diğerleri ise daha ender ve daha değerli olmalarına rağmen, karanlıkta kalır ve anlaşılmaz, hürmet görseler de alkışlanmazlar. Prensler arasında fatihler en ünlü olanlardır. Bu nedenle Aragon kralları da savaşçılar, fatihler ve büyük adamlar olarak saygınlık kazanmışlardır. Kabiliyetli bir adam bütün insanların bildiği ve yararlandığı, göze çarpan meslekleri tercih eder ve böylece, evrensel kabul aracılığıyla ölümsüzlüğe kavuşur.
Birincisini gerçekleştirmek için sadece hatırlamaya, ikincisi için de düşünmeye ihtiyaç vardır. Birçok insan fırsatları es geçer. Bu tür durumlarda bir arkadaşın tavsiyesi onların avantajları görmesini kolaylaştırabilir. Yapılması gerekenin ne olduğu konusunda tam zamanında teklif sunabilmek, aklın en büyük lütuflarından biridir; çünkü bu, genellikle karşılaşılmayan bir durumdur. Eğer bu yeteneğe sahipseniz, zekânızın ışığını paylaşın, sahip değilseniz başkalarından yardım isteyin. Paylaşımı ihtiyatla, yardım isteğinizi endişeyle dile getirin. Sadece ima edin; bu inceliği göstermeniz, ilgisini uyandırdığınız kişinin çıkarları söz konusu olduğunda özellikle gereklidir. İlk adımda sadece bir tadımlık vermelisiniz. Sonrasında, bu miktar yeterli olmadığında daha fazlaya doğru ilerlersiniz. Eğer o “hayır” demeyi düşünüyorsa, siz “evet”in peşinde koşmaya devam edin. Birçok şey sadece istenmediği için elde edilemediğinden dolayı, kıvrak zekâ burada yatmaktadır.
Diğerlerinin izlenimlerinin kendisini etkilemesine asla izin vermeyen kişi büyük bir insandır. Kişinin kendi hakkında düşünmesi erdem yolunda atılmış bir adımdır; insanın mizacını bilerek onu hesaba katması, hatta doğa ve sanat arasındaki orta yolu bulabilmek için uç noktalara gidebilmesi… Kendini tanımak bireysel gelişimin başlangıcıdır. Her zaman şunun ya da bunun etkisi altında kalan, hatta bu eğilimlerini kendi düşünceleri zanneden, korkunç mizaçlı kişiler olagelmiştir. Bu uyumsuzluk içinde iki parçaya bölünüp, tutarsız yükümlülükler altına girerler. Bu tür aşırılıklar sadece iradenin sağlamlığını parçalamakla kalmaz; tüm muhakeme gücünün kaybolarak, arzu ve bilginin zıt yönlere sürüklenmesine yol açar.
İnsan her şeye ya da herkese boyun eğmemelidir. Bundan ötürü, reddetmeyi öğrenmek, nasıl boyun eğeceğini bilmek kadar önemlidir. Bu durum, özellikle de belli bir mevkiye ulaşmış insanlar için geçerlidir. Bütün mesele bunun “nasıl” yapılacağıdır. Yaldızlı bir “hayır” kuru bir “evet”ten daha tatminkâr olduğu için, bazı insanların verdiği “hayır” yanıtının diğerlerinin “evet”inden daha değerli olduğu düşünülür. Her zaman “hayır” demeye hazır bazı insanlar vardır, bu yüzden her şeyin tadını kaçırırlar. “Hayır” onlar için her şeyden önce gelir ve sonunda bundan vazgeçtiklerinde, tatsız bir başlangıç yaptıkları için, bu durumun onlara hayrı dokunmaz. Sizin reddedişinizin aşikâr olmasına gerek yoktur. Hayal kırıklığının yavaşça çökmesine izin verin. Reddedişiniz son kararınız da olmasın. Bu karşınızdakinin size duyduğu bağlılığı yok edebilir. Bir parça umudu canlı tutmaya özen gösterin. Nezaketiniz durumunuzu telafi etsin ve güzel sözler vaatlerin yerini doldursun. “Evet” ve “hayır” kolaylıkla söylenir, ama siz iyice düşünüp öyle karar verin.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Yedi Bilge: Socrates öncesi M.Ö. 7.-6. yüzyıllarda yaşamış, antik çağ düşüncesine öğütleriyle öncülük eden Yunanlı filozof ve devlet adamları için kullanılan bir terimdir. Bu bilgelerin Rodoslu Kleobulos, Atinalı Solon, Ispartalı Khilon, Lesboslu Pittakos, Pirieneli Bias, Korinthoslu Periandros ve Miletli Thales oldukları söylenmekteyse de gerçekte kimler veya kaç kişi oldukları tam olarak bilinmemektedir. İlk filozof sayılan Thales de bu yedi bilgenin arasındadır, ancak Thales doğa felsefesi üzerine de düşündüğü ve her şeyin özünün su olduğunu söylediği için bilimsel bir değer kazanmış, diğerleri ise sadece geleneklere ve toplum yaşamına dair ışık tutucu öğütler veren kişiler olarak kalmışlardır. (ç.n.)
2
Apollon ve Piton: Baş Tanrı Zeus’un oğlu olan Apollon ilk zamanlarında güneş tanrısıymış. Her sabah, dört tanrısal atın çektiği altın arabasıyla, peşinde güneş, gökyüzünü bir uçtan bir uca dolaşırmış. Bir gün yine altın arabasıyla dolaşırken gökyüzünde korkunç bir piton yılanına rastlamış. Yılanın büyüklüğünden ve görünüşünden korkan Apollon tanrısal kılıcını çekip dev piton yılanını öldürmüş. Yazar bu antik Yunan efsanesine gönderme yapmaktadır. (ç.n.)
3
Dikranlar: Bir dönem Ermenistan krallığı yapan, sertlikleri ve kuralcılıklarıyla tanınan kral ailesi. (ç.n.)
4
Hipokrat: